Yoğurtlara kıvam arttırmak ve su tutması katılan jelatinlerin, domuzun deri veya kemiklerinin kaynatılmasıyla elde edildiği belirtilerek, konuyla ilgili olarak şu görüşlere yer verildi: Normal şartlarda, 2 litre sütten, bir kilo yoğurt elde edilirken, jelatin katıldığında, bir litre sütten bir kilo yoğurt elde edilebiliyor. Ama bu durum, insan sağlığını tehlikeye atmak ve çeşitli hastalıklara resmen davetiye çıkarmak anlamına geliyor. Sağlığa zararlı üretimlerin araştırılması ve ürettikleri ürünlerin içine sağlığa zararlı katkı maddesi katan firmaları teşhir edilerek, cezalandırılması gerektiğini belirten vatandaşlar ise, konun takip edilmesi gerektiği konusunda görüş birliğindeler. Bu firmaların hem kamuoyu nezdinde teşhir edilip, hem de para cezası verilerek, halkın sağlığıyla oynayanların cezalandırılması gerektiği kaydediliyor.
KATKI MADDELERİ İLE YAPILAN YOĞURTLAR, SAĞLIMIZA ZARAR VERİYOR
Daha ucuz olduğu için, ülkemiz genelinde bazı yoğurt üreticilerinin domuz jelatini kullandığı, oysa sağlık açısından sığır jelatini kullanılması gerektiği kaydediliyor. Türk Gıda Kodeksine göre yoğurt üretiminde kullanılması kesinlikle yasak olan domuz jelatininin, çikolata ve benzeri gıdalarda su tutucu özelliğinden dolayı kullanımına müsaade edildiği, onun dışında herhangi bir gıda maddesinde kullanılmasının kesinlikle yasak olduğu belirtiliyor. Ancak bazı yoğurt üreticilerinin, bu usulsüz yöntemle, hem sertleşmesini sağladıkları ve hem de su kaybını önleyerek, haksız kazanç elde ettikleri ifade ediliyor. Yüzde 99u Müslüman olan ülkemizde domuz jelatini satan firmalara da gerekli hukuki yaptırımlar uygulanması gerekiyor. Aksi halde hem Dinimiz açısından sakıncalı bir durum oluşmakta, hem de insanların sağlığıyla oynanmakta. Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere, ilgili Bakanlıklıkların derhal harekete geçerek, cezai müeyyediler uygulaması gerekiyor.
İDDİALAR, BUNUNLARA SINIRLI DEĞİL
Korkunç iddialar, bununla da sınırlı kalmıyor. Bazı kötü niyetli üreticilerin, katı yoğurt elde etmek için sütün içerisine mum yapımında kullanılan parafin kattıkları iddia ediliyor. Yoğurdu katılaştırmak niyetiyle aydınlatma amacıyla kullandığımız mum yapımında kullanılan parafin denen yağın, senelerden bu yana yediğimiz yoğurt kaplarının içine katıldığı belirtilerek, Vatandaşlarımıza resmen mum yedirilmektedir. Yetkililer, derhal bu konuya el atarak, sorumluları gerektiği şekilde cezalandırmazsa, bu kötü niyetli firmaların, bu gayri ahlaki durumu sürdürecekleri ifade edildi. Hem parafin denen mum yapımında kullanılan yağ, hem de domuz jelatini kullanılmasının, hem ahlaken ve hem de sağlık açısından hayati derecede sorunlara yol açtığı ifade ediliyor.
YOĞURT DEĞİL, KİMYASAL ÜRÜNLER YİYORUZ
Konunun, kamuoyunda infiale yol açtığı ve vatandaşların haklı tepkilerini dile getirdikleri belirtilerek, şu görüşlere yer veriliyor: Resmen yoğurt değil, kimyasal ürünler yiyoruz. Çocuklarımız, gençlerimiz, kadınlarımız, hastalarımız, yaşlılarımız, kısacası toplumun bütün kesimlerinin sağlığıyla oynanıyor. Ancak ne hikmetse, bugüne kadar konuyla ilgili işlem yapılmadı. İnsanların ölmesi mi bekleniyor?
GIDA TERÖRÜNE DUR DENİLMELİ
Açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Mustafa Tayar, yoğurda katılan kimyasalların, başta kanser olmak üzere bir çok hastalıklara davetiye çıkardığına dikkati çekerek, yetkili mercilerin bu gidişe artık dur demesi gerektiğini kaydetti.Bursa Uludağ Üniversitesi (UÜ)Veteriner Fakültesi Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Tayar, şunları söyledi: Bazı yoğurt imalatçıları, katkı maddelerinin yoğurt üretiminde kullanıldığını zaten açıkça itiraf ediyor. Peki, imalatçılar bu katkı maddelerini nereden ve nasıl temin ediyorlar? Kesinlikle üretici firmaların üzerine gidilip, bu gayri meşru üretim durdurulmalı ve kanuni yaptırımlar uygulanmalı. İnsanların sağlığıyla oynandığı yetmezmiş gibi, sektörün içinde onurlu bir şekilde mesleklerini hakkıyla icra etmeye çalışan üreticiler de zan altında kalıyor. Yaşadıklarımız kelimenin tam anlamıyla skandaldır. Ne acıdır ki, bazı mandıracıların mayası da sütü de bozuk, çünkü sütleri bozuk olduğu içindir ki mayayı da bozuk atıyorlar. Düşünebiliyor musunuz, senelerden beridir içtiğimiz süt ve yediğimiz yoğurt, sağlımıza zarar veriyor.
Kimyasal maddelerle dolu süt ve yoğurt içip yiyoruz. Olacak iş değil. Çocuklarımız başta olmak üzere, hepimizin sağlığıyla oynuyorlar. Ne hükümet yetkilileri, ne ilgili Bakanlıklar ve ne de oylarımızla seçip TBMMye gönderdiğimiz Milletvekillerimiz, maalesef bu tür hayati konularda gereken hassasiyeti göstermiyorlar. Bu ahlaksız ve pervasız üreticiler nedeniyle, tükettiğimiz süt yoğurt, hem kalbimize ve hem de damarlarımıza zarar veriyor. Hepimizin vücudunda türlü hastalıklar hasıl oluyor.