Sultanahmet Meydanı'ndaki Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Ramazan ayı boyunca 01.30'a kadar ziyarete açık olacak.
Türk ve İslam Eserleri Müzesi (TİEM), İslam sanatının erken döneminden 20. yüzyıla uzanan bir çizgide binlerce eserden oluşan koleksiyonuyla, iftar ile sahur arasında Sultanahmet'te olmayı seven İstanbulluları bekliyor.
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, bunun Türkiye'de ilk defa gerçekleştirilen bir uygulama olduğunu söyledi.
Ramazan ayı boyunca Sultanahmet Meydanı'nın yoğun ziyaretçi akınına uğradığını anımsatan Yılmaz, şunları söyledi:
"Biz de Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bu ziyaretçi akınının talebine bir cevap vermek istedik. TİEM Ramazan'da Sultanahmet Meydanı'na gelen insanlarımızın talep ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir zenginlik taşıyor. Bu müze Türk ve İslam tarihi eserlerinin toplu olarak bulunduğu ilk ve en geniş müze özelliğine sahip. Türk İslam tarihine, geniş gönül coğrafyamıza, siyasi coğrafyamıza, fikir ve kültür coğrafyamıza ait eserlerin buradaki yoğunluğunu başka bir müzede bulmak mümkün değil. Biz de ziyaretçi yoğunluğunu dikkate alarak hem müze alışkanlığımızı geliştirmek ve müzemizin daha iyi tanınmasına katkıda bulunmak hem de insanımızın Ramazan ayında buradaki manevi iklimi hissetmesine katkıda bulunmak amacıyla TİEM'i sabah 09.00'dan gece 01.30'a kadar açık hale getirdik."
Akşam ziyaretçilerine özel indirim uygulaması
Ramazan boyunca akşam saatlerinde müzeye gelenlere özel bir indirim uygulandığını vurgulayan Yılmaz, "Saat 19.00'dan gece 01.30'a kadar olan ziyaretçiler için ciddi bir indirime gittik, sadece 10 TL ödeyen her ziyaretçi gece burayı ziyaret edebiliyor" dedi.
Coşkun Yılmaz, müzenin 13 asırlık İslam tarihinin farklı alanlarına ait çok sayıda nadide eseri barındırdığına, İslam tarihinin ilk dönemine ait eserlerden Hazreti Osman'a atfedilen Kuran-ı Kerim başta olmak üzere nadide yazma eserlerden oluşan zengin bir külliyata sahip olduğuna dikkat çekti.
İslam tarihinin ilk dönemine ait binlerce belgeden oluşan "Şam Evrakı"nın da TİEM'de olduğunu hatırlatan Yılmaz, "Bu müzenin barındırdığı önemli özelliklerden biri de ahşap eserleridir. Selçuklu dönemine ait pek çok nadir ahşap eser de bu müzede sergileniyor" dedi.
Mukaddes Emanetler
Mukaddes Emanetler Bölümü'nde Kadem-i Saadet olarak tanınan Peygamber Efendimizin ayak izi ile Sakal-ı Şerif'in orijinal muhafaza ve kutuları içerisinde sergilendiğini hatırlatan Yılmaz, şunları şunları söyledi:
"Mukaddes Emanetler denilince daha çok aklımıza Topkapı Sarayı gelir ama TİEM'de de 'Mukaddes Emanetler' adı verilen bir bölüm var. Son derece güzel, nadide, özel eserleri burada sergiliyoruz. Bu müzenin bir diğer özelliği de taş eserleridir. İslam tarihinin ilk dönemlerine ait sütun başlıkları başta olmak üzere camilere, kervansaraylara, dergahlara ait çok nadide, çok özgün, muhteşem, her biri ayrı dünya olan taş eserler var. Yine cam eserleri ve seramik eserler de burada mevcut. Halı koleksiyonu Selçuklulara, Osmanlılara ait farklı dönemlere ait, dünyada bir başka yerde yok denilecek kadar zengin bir koleksiyondur. Bunların hepsini bir arada görmek mümkün. Türk İslam eserlerini görmek demek 14 asırlık İslam tarihinin sanat alanında, kültür alanında, mimari anlamda seçkin eserlerini bir arada görmek demektir."
Müze binası, Osmanlı padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman'ın ünlü veziri, "Pargalı" olarak da bilinen "Damat İbrahim Paşa"nın sarayı idi.
TİEM, Türk ve İslam sanat eserlerini topluca kapsayan ilk Türk müzesi ve aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu döneminde açılan son müze olma özelliğini taşıyor.
Mimar Sinan'ın en önemli yapılarından Süleymaniye Camii Külliyesi içinde yer alan İmaret Binası'nda, 1914 senesinde "Evkaf-ı İslamiye" yani "İslam Vakıfları Müzesi" ismiyle ziyarete açılan müze, talana uğrayan cami, mescit, türbe gibi vakıf binalarından toplanan eserleri barındırıyor.
Müze, Cumhuriyet'in ilanından sonra "Türk ve İslam Eserleri Müzesi" adını aldı. 1983 yılında ise Süleymaniye İmaret Binası'ndan bugün içinde bulunduğu İbrahim Paşa Sarayı'na taşındı.
Türk ve İslam Eserleri Müzesi, halı, kilim, el yazması, ahşap kapı, rahle, kandil, mihrap çinileri gibi yurt dışına kaçırılmasından endişe edilen eserlerin bünyesinde toplandığı nadide bir mekan.
İçinde Emevi, Abbasi, Kuzey Afrika, Endülüs, Fatımi, Selçuklu, Eyyubi, İlhanlı, Memlük, Timurlu, Safavi devletleriyle çeşitli Kafkas ülkeleri, beylikler ve Osmanlı dönemi eserlerini barındıran koleksiyon, bunların çoğunun geldikleri yerin bilinmesini sağlayan vakıf kayıtları nedeniyle de arşiv değeri taşıyor.
Kaynak: AA
Kaynak : Trthaber.com.tr