Bir kez daha merhabalar, sevgili
okurlarımız. Yine bir köşe yazısında sizlerle buluşmanın mutluluğunu
yaşıyorum. Diyarbakırın sevilen simalarını köşeme taşıyacağımı ve
onların başarılı çalışmalarını anlatacağımı, geçen yazımda belirtmiştim
Diyarbakırımıza mesai kavramı gözetmeksizin, herhangi bir çıkar
beklemeden hizmet eden değerli insanlara da köşemde yer vermek
istiyorum.
Hangi sektör olursa olsun fark etmez. Yeter ki, Allah rızası dahilinde
çaba sarf etsin. Onların hepsinin başımızın üstünde yeri vardır. Bu
haftaki yazımda yine Diyarbakırın sağlık sektöründen çok önemli değerli
bir ismi köşeme taşıyacağım. 30 yıl boyunca mesleğiyle insanlığa hizmet
eden değerli ağabeyim, güzel insan Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi İç
Hastalıkları Anabilim Dalı başkanı Prof. Dr. Mehmet Orhan Ayyıldıza
ayırmak istiyorum. Sağlık sektöründen olan ve yıllardan bu yana
sergilediği başarılı icraatlarıyla, adeta bir güneş gibi parlayan
değerli bir simayı köşeme taşıyacağım. Olanaklarını seferber ederek,
insanlarımızın hastaneden memnun ayrılması için bütün gayretini sarf
eder. Toplum olarak bu tür değerlere sahip çıkmalı ve onları takdir
etmeliyiz diye düşünüyorum. Haber sitelerimizde onların çalışmalarını
kamuoyu ile paylaşalım.
Sosyal medyada paylaşımlar yaparak, yüz binlerce insana ulaşmalarını sağlayalım. Allah korkusu olan, halka hizmet eden yardımseverleri onure etmek benim için onurdur. Allah razı olsun, Prof. Dr. Orhan Ayyıldız bey gibi güzel insanlarımız var. İyi ki,böylesi güzel insanları tanıma fırsatım oldu. Güzel insan, bu kadim kent, yaptıklarını unutmayacak. Cenab-ı Allahtan niyazımız, bu güzel insanların sayılarının artmasıdır. Eğitim, spor, sanat, ticaret, sağlık,kısacası hangi sektör olursa olsun fark etmez. Peygamberler ve sahabeler beldesine kim hizmet ederse etsin bende, Allahın izniyle köşemde onure edeceğim. Yaklaşık 3 yıldır bu köşemde sizlerle buluşarak,hem Diyarbakırın sorunları ve bu sorunların çözüm yollarını paylaşıyorum. Hem de bu müstesna kente hizmet sunmak için elinden gelen bütün çabayı gösteren insanları dile getiriyorum. Amacım herhangi bir zümreye veya birilerine yaranmak değil. Şu fani dünyada, taş üstüne tay koyanları, insanların hayrı için bir çivi dahi çakanları dile getirip, onları teşvik etmek. İşte soyadı gibi, hizmetleri de Ay ve yıldız gibi parlayan sevgili Orhan hocamıza, sizinle ilgili bir köşe yazısı yazdım dediğimde, kabul etmemişti. Çünkü reklam peşinde değil, sadece ve sadece, Allah rızası için görevini en iyi şekilde layıkıyla yapabilmenin mücadelesini veriyor.
Hal böyle olunca, ben de ondan izinsin
yazdım bu yazıyı. Muhtemelen okuduğunda bana sitem edecektir. Yüzyılın
en zorlu hastalığıyla mücadele eden, sürekli kendini yenileyen,
insanlara adeta şifa dağıtan, mazlumların babası sevgili Orhan hocamıza
gerçekten bütün Diyarbakır halkı olarak müteşekkiriz.
İnanın sevgili okurlarım, bir mevki eline geçince insanlara tepeden
bakan, burnuyla konuşan, onları hor gören nicelerini gördüm. Bunların
içinde doktordan tutun, daire müdürlerine kadar her tür meslek grubundan
insanlara rastladım. Kendisini dev aynasında gören cücelerdi aslında
bunlar. Ama hiç kimse onları hayır dualarıyla yad etmiyor. Çünkü bu
kadim kentten çok şey aldılar, ama maalesef hiçbir şey vermediler. Öyle
kolay değil insanlık yapmak, herkese de kısmet olmuyor. İnsanlığı en
güzelliğiyle ve layıkıyla yapan değerli hocamız Prof. Dr. Mehmet Orhan
Ayyıldız bey i çok yakinen tanırım 37 yıldır sağlık sektörünün
içindeyim. Kimlerin nasıl hizmet ettiğini çok yakinen bilirim, bütün
doktorlar ve sağlıkçılara minnettarım. Hakikaten çok zor ve insanlığa
mesai kavramı gözetmeksizin hizmet sunan bir meslek seçmişler. Değerli
hocamız Prof. Dr. Mehmet Orhan Ayyıldız, yüzlerce kez kansere yakalanmış
hastaları götürdüm ve tedavi ettirdim. Gece gündüz demeden telefon ile
ararım ve acil durumda olan hasta olduğunu söylerim. Sağ olsun çok
yardımcı oldu, hiç bir zaman beni kırmadı ve hep yardımcı oldu. Öyle bir
kutsal görev yapıyor ki, burada sayfalara sığdıramam. Asla nankör
olmamak lazım. Benim üzerimde çok hakkı var, o nedenle hakkını ödeyemem.
Beni tanıyanlar çok iyi bilirler. İnce eler, sık dokurum.
Kimseyi kolay kolay eleştirmem ve övmem.
Olayın mahiyetin tam olarak anlamadan yorum yapmam. İnsanları da yanlış
yönlendirmek istemem. Çünkü işin sonunda vebal almak var. Allahın
rızasıyla şereflenmek için çaba gösterenlere canım fedadır. Rabbimin
rızası için yaptığım hizmetler, bana dua olarak geri dönüyor. Dünyaya
değiştirmem bu duaları. Rabbim; herkese nasip buyurmaz bu nimetleri.
İnsanlığı ve güzel huyuyla, tüm hastalara kendi yakını gibi bakan, asla
muayene ücreti almayan bir insanı hepimiz takdir etmeliyiz diye
düşünüyorum. Her gün kapısında onlarca hasta muayene olmaya geliyor.
Tedavi sonrası da şifa bulup gidiyorlar. Diyarbakırda çok büyük çevreye
sahip, saygınlığı, asil kişiliği, beyefendiliği ve hürmetkârlığı ile
halkın gönlünde taht kuran hümanist ruhlu güzel bir insandır sevgili
hocamız. Kapısına gelen kim olursa olsun, Din, dil, ırk veya parti
ayırımı yapmayan, kapısı hep açık, mütevazı ve tam bir görev adamıdır.
İnsana insan olduğu için değer veren bu kıymetli şahsiyet, bir dürüstlük
ve merhamet abidesidir.
Halk arasında deriz ya, Yiğidi öldür, ama hakkını ver Çok güler yüzlü
neşeli bir yapısı var yıllardır tanırım bilirim gerek hastanede gerekse
şu anki poliklinikte çok güzel hizmetlerine şahidim. Allah; öyle bir
sabır vermiş ki anlatmakla bitiremem. İnsanlığa en güzel vazifeyi yerine
getiriyor. Hayır, hasenat işlerini de seven bir yapıya sahiptir.
NE YAPARSAN YAP, AŞK İLE YAP
Branşı ile ilgili çözümün adresi Prof. Dr. Mehmet Orhan Ayyıldız
hocamızdır. Kapısı devamlı açıktır, asla kapanmaz, gelen misafirlere
ikramını yapmadan asla bırakmaz. On binlerce duacısı var. Bir insan için
dualar almak, ne büyük bir servettir gerçekten. Devletini ve bayrağını
seven bu fedakâr insanların kıymetini bilmeli ve onlara daha üst
hizmetler sunabilmesi için zemin hazırlamalıyız diye düşünüyorum.
Değerli okuyucularım benim görüşüm bu yönde. Hangi kurum veya kuruluş
olursa olsun fark etmez. Esas olan hizmettir, gerisi bence eziyettir.
Kim ne derse desin bizler hizmet için varız, insanlık için varız, bu
kapı herkese açıktır, imkânlarımız doğrultusunda halkımıza sahip
çıkmamız bir insanlık görevidir. Sabah erkenden mesaiye gelip, görev
aşkıyla mesai bitimine kadar Aşkla görev yapan insanlarımızı başımızın
üstünde taşımalıyız diye düşünüyorum. Hani hep deriz ya: Ne yaparsan
yap, Aşk ile yap. İşte Orhan hocamız, görevini Aşkla yapanlarımızdan.
Bize düşen de bu insanlarımıza dua etmektir. İyi ki varsın güzel insan.
İyi ki bizimlesin. Bu kadim kent, seni unutmayacak. Her ismin
geçtiğinde hayırla ve dualarla anılacaksın. Hocam, en kalbi dilekler,
selam ,saygı ve dualarımla.