Nurullah Yiğit: Adil bir düzen uğruna ömrünü tüketen bir liderle yol yürümek bizim için bir nasip meselesidir

Anadolu’nun dört bir yanında ahlaki ve vicdani bir siyaset anlayışını benimseyen hareket, özellikle genç nesil üzerinde etkili olurken, sahadaki temsiliyetiyle de dikkat çekiyor. Hareketin Diyarbakır yapılanmasında öncü rol üstlenen isim ise bölgenin yakından tanıdığı bir figür: Nurullah Yiğit.

Bir Davanın İçinden Yetişmiş Bir İsim

06 Nisan 1979’da Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde dünyaya gelen Nurullah Yiğit, çocukluk ve gençlik yıllarından itibaren toplumsal duyarlılıkla şekillenen bir hayatın içinde yer aldı. Dicle Üniversitesi Tarım Bölümü’nden mezun olan Yiğit, akademik eğitiminin ardından uzun yıllar boyunca ticaret alanında faaliyet gösterdi. Hâlen Diyarbakır’da iş hayatını sürdüren ve üretim eksenli projelere katkı sunmaya devam eden Yiğit, yerel kalkınmaya verdiği destekle de adından söz ettiriyor.


Ancak onu yalnızca bir iş insanı olarak tanımlamak eksik olur. Yaklaşık 30 yıllık siyasi geçmişiyle Milli Görüş geleneğinin izinden yürüyen Yiğit, siyaseti kişisel kazanç ya da kariyer amacıyla değil; bir inanç, bir sorumluluk ve bir hizmet alanı olarak görüyor. Onun için siyaset, “hakikatin sesi olmak” anlamını taşıyor.



Kardelen Hareketi’nde Yol Arkadaşlığı

Kardelen Hareketi’nin kuruluşundan itibaren sürece destek veren ve Diyarbakır’daki yapılanmanın başında yer alan Nurullah Yiğit, Genel Başkan Zafer Emanetoğlu ile olan uzun yıllara dayanan dostluğu ve dava arkadaşlığını şu sözlerle anlatıyor:


“Zafer Emanetoğlu Başkanımız, bir dava adamıdır. Sadece siyasi bir figür değil; aynı zamanda ahlaki bir duruşun, vicdani bir liderliğin temsilcisidir. Erbakan Hocamızın rahle-i tedrisatında yetişmiş olması zaten onun hikâyesinin özüdür. Adalet ve insan hakları söz konusu olduğunda bir lider değil, bir baba gibi yaklaşır. Biz yıllar önce farklı siyasi partilerde omuz omuza çalıştık. Bugün Kardelen Hareketi çatısı altında daha berrak, daha net, daha ilkeli bir çizgideyiz. Onunla aynı yolda olmak bizim için nasip meselesidir.”
Bu sözler, Kardelen Hareketi’nin yalnızca siyasi bir yapı olmadığını; aynı zamanda güçlü bir ahlaki ve manevi zemine sahip olduğunu ortaya koyuyor.







Siyasetin Kalbine Halkı Koyan Bir Temsilci

Nurullah Yiğit’in Kardelen Hareketi’ndeki konumu, sıradan bir il temsilciliğinin ötesine geçiyor. Bölge halkıyla kurduğu sıcak temas, onun siyasi dilinin samimiyetle örülü olduğunu gösteriyor. “Siyaset bir meslek değil, hakikatin sesi olma çabasıdır” diyen Yiğit, halkın gündemini sahada, doğrudan yüz yüze görüşmelerle analiz ediyor. Bu yaklaşım, Kardelen Hareketi’nin bölgedeki güvenilirliğini artıran önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.





Adalet ve Ahlak Temelli Yeni Bir Toplum Sözleşmesi

Kardelen Hareketi, Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik zorluklar ve sosyal eşitsizliklere karşı, adalet, liyakat ve ahlak ekseninde şekillenen yeni bir toplum sözleşmesini gündeme getiriyor. Bu sözleşme, hem bireylerin hem de kurumların yeniden yapılandırılmasını; güç odaklarının değil, değer odaklı bir yönetim anlayışının yerleşmesini hedefliyor.



Bu bağlamda Nurullah Yiğit gibi isimlerin sahadaki varlığı, Kardelen Hareketi’nin hem teorik çerçevesine hem de pratik uygulama gücüne büyük katkı sağlıyor. Yiğit’in hem geçmiş deneyimi hem de halkla kurduğu güven ilişkisi, hareketin Diyarbakır’daki temel taşlarından biri olmasını sağlıyor.



Geleceğe Umutla Bakan Bir Yolculuk

Kardelen Hareketi, “temiz siyaset, temiz toplum” ilkesiyle Türkiye’nin dört bir yanında yeni bir anlayışın temellerini atarken, bu yolculukta yer alan isimler geleceğe dair umut veriyor. Nurullah Yiğit’in öncülüğünde Diyarbakır’da yükselen bu yeni siyasi ve ahlaki dalga, bölge halkının sesi olma iddiasını her geçen gün güçlendiriyor.