KORONA VİRÜSE BAKIŞ AÇIMIZ NASIL OLMALI?

Merhabalar sevgili okurlar. Sizlerle zaman zaman bu köşede bir araya gelerek, toplum sağlığını ilgilendiren konular hakkında bilgilendirme yapacak ve kafanıza takılan soruları cevaplamaya çalışacağım.


Dünyayı etkisi altına alan, bir milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği, milyonlarca insanın yoğun bakım ünitelerinde tedavi gördüğü ve halen de görmeye devam ettiği, yine bir o kadar insanın karantina altında olduğu bulaşıcı pandemi (KOVİD 19) dolayısıyla, hepimizin hayatı bir anda değişti.



Bütün dünyada dengelerin alt üst olduğu, gündelik hayatın her alanında değişikliklerin yaşandığı bu süreçte, hepimizin kafasında soru işaretleri ile dolu bir döneme girdik. Bir yandan KOVİD 19, diğer yandan Türkiye’de yaşanan diğer gelişmeler.



KOVİD 19 için öncelikle şu hususları dile getirmek isterim: ‘Bu hayatta hiç bir şey bizden bir şeyler götürmek için var olmaz. Var olan her şey, biraz daha geniş bakmamız, biraz daha kendimizi sorgulamamız ve güzelliklere sokulup şükür edebilmek içindir.



Haklı olarak diyeceksiniz ki, bütün dünyada KOVİD 19 sebebiyle, bir milyondan fazla vefat etmiş insan varken, üstelik de hepimizin tanıdıkları, yakınları arasında vefat edenler veya pandemi tedavisi görenler var iken, biz nasıl hala umutla bakabilir ve güzel düşünebiliriz?



Hayatta bizim dediklerimizin hiçbiri baştan var olarak gelmedi. Bütün kazanımlarımız sonradan oluştu. Bir bebek annesinin varlığını hissedebilirdi. Ancak başka bir ele büyütülmeye verilirse o kişiyi de annesi yerine koyup benimseyebilirdi. Anne dediğimiz olgu bile sonradan kazandığımız bir şeydi. Ve biz, bize verilen her şeye kendimizi malik bildik. Sahibi biziz (!) sandık.



Şu fani dünya hayatında elbet bir gün öleceğimizi bildiğimiz halde yaptığımız tek şey daha çok sahiplenmek oldu. Oysa tam tersi yaklaşmamız gerekiyordu. Bir insan ne kadar sahiplenirse o kadar sorumluluk içine girerdi. Ve üstelik de, o kadar yorulmaya başlardı. Rahatlık isterken, en baştan yanlış baktık. Rahatlık ancak kendisinin bile kendine ait olmadığını bilerek ve bütün mülkünü evrene bağışlayarak gerçekleşirdi.



 Nasıl mı yapılır bu bağışlama? Düşüncede bağışlama adına geçen tüm cümleleri sesli bir şekilde gerek ayna karşısında, gerek bir insana, gerek kâğıda yazarak, gerek duvara anlatarak, bir şekilde beyinden çıkmasını sağlayarak şunları demeliydik: "Seni bağışlıyorum sevgili iki kolum, bacaklarım, gözlerim, benim sandığım evim, benim sandığım param, benim sandığım sağlığım, sizi bağışlıyorum. Fakat sizi, bende kaldığınız sürece koruyacağıma dair ve yeteri kadar besleyeceğime dair söz veriyorum."



 Evet, bağışlamak demek bütünüyle varlığı olanları yok saymak değildi. Varlığı olanların maliki olmadığını bilmekti. Fakat malikten gelenin koruyucusu olduğunu kavramaktı. Ve insan ancak bir yere kadar her şeyi koruyabilme gücüne sahipti. Zaten elden gidecek olanı sonsuza dek korumanın imkânı yoktu. Korona ile yaşadığımız tüm sıkıntılarda ‘Ah be, ne kadar sürecek?’ diye endişelenmek yerine, bu bir süreç demek daha olgun bakmaktı. Böyle bir dönemde kendi kimliğimiz kadar başkalarının da kimliklerine saygı gösterip hiç bir tedbiri bırakmamak lazımdı.



 Bu virüs vesilesiyle kaybettiklerimize şikâyet değil de belki de şükür edebilmekti önemli olan. Çünkü hiç bir kayıp öylesine yaşanmaz. Elbette sana vereceği büyük veya küçük bir kazanç için vardır. Düşünsene en başta hiç bir şeyin yok olarak doğdun. Var olanları keşfettikçe de benimdir dedin. Şimdi diyorum ki benimdir deme! Bu sefer var olanlara ne kadar alıştığını fark edip keşfetmeye başla. Ve keşfettikçe, yeniden doğmaya hazırlan. Sen yeniden doğup, kendi başlangıcını kendin yazarsan, işte o zaman daha doğru bir yaşam içinde olacaksın.



 Ve sen keşfettikçe bütün var olanların evrene ait olduğunu, sana verilen fakat sende alınacak olanlar olduğunu, daha sakin bir ruhla bakmaya başlayacaksın. Ve kendine tüm bunları hatırlatarak tazemsi bir kokuyla hayata sığınmadan, yoldaşça bakarak yeniden başlayacaksın.



Hastalık insana verilmiş nimettir. Nimettir, çünkü ölene dek bilinçleneceğiz. Nimettir, çünkü ancak hasta iken, ‘önemli olan nedir?’ diye anlarız. O yüzden senin için önemli olan ne varsa tedbirlerini alarak kendinin bu virüse yakalanmadan bilinçlenmeni sağla.

 



Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Dilek 02 Ekim 2020 00:00

    Süper yaa

  • Sait Geçkil 02 Ekim 2020 00:00

    Sevgili Cansu. Bugün evren sana harika bir firsat verdi.Sende en iyi şekilde sahiplendin gereğini yaptin. Bu vesileyle Evren de seni artık bırakmayacaktır. Bizden desteğini esirgemeyen değerli kardeşim hayırsever araştırmacı gazeteci nam ı diğer DERMAN BABA sayın YILMAZ ACU ya teşekkürler sizede başarılar dilerim.

  • Bayıldım 02 Ekim 2020 00:00

    Ağzınıza saglik.bu kadar güzel anlatılamazdı.