Kayıp Bir Kahramanın Ardından: Sedat Eser Ağabey ve İnsani Yardımların Hikayesi

Zaman zaman bu köşede sizlerle buluşarak, Diyarbakır başta olmak üzere ve dünyada yaşanan gelişmeleri değerlendiriyor, önemli olayları yorumluyor ve fikir alışverişinde bulunuyoruz. Bugün ise Diyarbakır’ın sinesinden çıkan, hayırseverliği ve insanlığıyla tanınan merhum Sedat Eser ağabeyimden söz etmek istiyorum. Peygamberler ve evliyalar kenti Diyarbakır, bünyesinde birçok mukaddes yapıyı barındıran, tarih ve kültür açısından zengin bir şehir olarak bilinir. Ancak, bu şehirde yaşananların ötesinde, güzel kalpli ve yardımsever insanlarımızın yaptığı güzellikler, bu dünyada içimizi ısıtan unsurlar arasında yer alıyor.

 


Diyarbakır’ın Hayırsever Evlatlarından Biri: Sedat Eser Ağabey


Merhum Sedat Eser ağabeyim, Diyarbakır’ın eşrafından, halk tarafından tanınan ve sevilen bir hayırseverdi. Mekke, Medine ve Kudüs'ten sonra 5. Haremi Şerif unvanına sahip olan bu mukaddes şehirde, yıllar boyunca birçok hayır işine imza attı. Deprem felaketinde Diyarbakır’daki Galeria Sitesi’nin yıkılması nedeniyle haksız yere cezaevine konulması, onun yaşadığı zorlukların sadece bir parçasıydı. Yıllarca toplum hizmetinde bulunmuş bu kıymetli insan, sadece iş dünyasında değil, hayır işlerinde de adından sıkça söz ettirdi.

 


Hayırseverliği ve İnsani Yardımlarıyla Tanınan Bir İsim
Sedat Eser ağabeyim, her zaman yardımsever ve insanları gözeten bir tavır sergiledi. 40 yıldan fazla bir süredir tanıdığım bu değerli insan, her ay en az dört kez beni arar, fakir ve muhtaç olan insanları bilmemi isterdi. Ramazan ayında büyük meblağlarda zekatını gönderir ve bu yardımları hiçbir sosyal medyada paylaşmamamı isterdi. O, yardımseverliğini ve merhametini sadece maddi yardımlarla değil, aynı zamanda insanlara olan samimi ilgisiyle de gösterirdi. "Allah vekil sen vekilsin" diyerek, yardım ettiği kişileri birer birey olarak görüp, onlara değer verdi.

 


Cezaevindeki Zorluklar ve Unutulmaz Anılar
Sedat Eser ağabeyimin cezaevindeki yaşadığı zorluklar, onun karakterinin ne kadar sağlam olduğunu ve yaşadığı zorluklara rağmen insanlığa olan bağlılığını göstermektedir. 27 yıl önce yaptığı Diyarbakır’ın ilk iş merkezi olan Galeriaya ruhsat verildiği için haksız yere 18 ay cezaevinde kalmış olması, onun adaletli ve hakkaniyete olan inancını bozmamıştır. Toplum arasında bir laf var: "Yiğidi öldür ama hakkını da ver."Mekanın Cennet Olsun.