D.BAKIR- Mekke, Medineden sonra 5. Harem-i Şerif ünvanına sahip olan, Peygamberler, Sahabeler ve Evliyalar Diyarı, Mukaddes Diyarbakır, tarih boyunca bağrından çok değerli isimler çıkardı ve çıkarmaya da devam ediyor.
Kuşku yok ki, bu isimlerden birisi de, Diyarbakır halkına unutulmayacak hizmetlerde bulunmuş, barış elçisi ünvanını almış merhum Hacı Sait Özşanlıdır. Merhum Hacı Sait Özşanlının hayatı boyunca yaptığı çalışmalar, bıraktığı itibar ve olumlu izler ailesini gururlandırırken, Diyarbakır halkı tarafından da takdirle karşılanıyor.
BABAMIZIN BIRAKTIĞI MANEVİ MİRASLA GURUR DUYUYORUZ
Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Diyarbakır Şubesi 17 ve 18. Dönem Başkanı İsmail Özşanlı; "Babamız, bu kutlu yolda hem malını, hem canını ve hem de sağlığını ortaya koydu. Bu iş, onun için her şeyden önce geliyordu. Bazen aylarca görüşemiyorduk. Babam, sürekli yollardaydı, davaların içindeydi. Barış olduğu zaman inanılmaz mutlu oluyordu. Bize bıraktığı en büyük miras barıştırdığı aileler ve akan kanın durması oldu. Dinimiz İslamın emrini ve insanlığın gereğini yerine getirdi. Kendisiyle gurur duyuyoruz" dedi.
MAALESEF, KIYMETLİ İNSANLARIMIZI YETERİNCE TANITAMADIK
İslamın Anadoluya açılan ilk kapısı olan Diyarbekir, ne acıdır ki bugüne kadar ulusal ve uluslar arası platformda yeterince tanıtılamadığını ifade eden Özşanlı, şöyle devam etti; "Sayısız manevi yapıları sinesinde barındıran, bütün semavi dinlere mensup insanların yaşadığı, tarihin canlı tanığı olan, kültürel yapılarıyla adeta üstü açık bir müze konumunda bulunan Diyarbakır, ne yazık ki bu kutsal bu yönleriyle tanıtılamadığı gibi, bağrından çıkardığı birbirinden kıymetli evlatlarını da tanıtamamakta ve gelecek nesillere aktaramamaktadır. Tarih boyunca birçok bilim ve fikir insanları, yazarlar, şairler çıkaran bu mübarek kentin sinesinde barındırdığı manevi güzellikler, yeterince tanıtılamıyor.
Diyarbakır, yıllardır iç ve dış turizm pastasından hak ettiği payı alamıyor. Hz. Süleyman Camii, Ulu Camii, Surlar, kiliseler gibi ibadethanelerin bağrında olduğu Diyarbakırın, gerek yurt içi, gerekse yurt dışında bütün yönlerinin ele alındığı ve mutfak kültürünün de dile getirildiği esaslı bir tanıtımının yapılması gerekiyor. Sayısız manevi ve kültürel yapıyı barındıran Diyarbakır, son yıllarda, son derece önemli hizmetler yapmış, başarılar elde ederek, hayır duaları almış, birçok evladını sinesinden çıkardı. Ancak, ne acıdır ki, böylesi hayır hasenat çalışmaları yapan, insanların dertleriyle hemhal olan evlatlarının isimlerini, sağlık ocağı, okul, yurt, cadde, park veya mahallelere verme konusunda, yetersiz kaldı.
Somut örnek vermek gerekirse, babam merhum Hacı Sait Özşanlının yaptığı başarılı çalışmalar, gençlere örnek teşkil edecek örnek hayat hikâyesi ve bıraktığı eserleri yeni nesillere gereği gibi aktaramadık. Okul, cadde, park veya bulvarlara, isimlerinin verilmesi konusunu da göz ardı ettik. 10 Ağustos 2009 tarihinde aramızdan ayrılan babam Sait Özşanlının yaptığı çalışmalar, bıraktığı eserler ve hayat hikâyelerini, çeşitli platformlarda dile getirmeli, isimlerini yaşatma konusunda üzerimize düşeni yapmalıyız" diye konuştu.
ÖZ EVLATLARIMIZIN BİLE KIYMETİNİ BİLMİYORUZ
Hayatını barışa adayan, Fransız Haber Ajansı AFP tarafından Nobel Barış Ödülüne aday gösterilmesi istenen babasının müstesna kişiliklerden birisi olduğunu belirten Özşanlı; "Batılıların Türkiyenin Kofi Annanı diye andıkları, ülkemizde devlet büyüklerimiz, gazeteciler, siyasetçiler, sivil toplum kuruluşları ve halkımızın Güneydoğunun Barış Elçisi diye hitap ettikleri, Diyarbakır Kasaplar ve Besiciler Odası Başkanlığı yapmış, Liceliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği eski ve Onursal Başkanı merhum Hacı Sait Özşanlıyı yani babamı bu vesileyle bir kez daha rahmetle anıyoruz. 50 yıla yakın bir sürede resmi olarak kayıtlara geçmiş dokuz yüze yakın, kayıt dışı ise, bin iki yüze yakın kan davalı aileleri barıştırmış, kız kaçırma ve çeşitli sebeplerden dolayı yaşanan binden fazla davanın sulh ile noktalanmasını sağlayarak, binlerce insanın hayır dualarını almakla mazhar olmuştur" şeklinde konuştu.
BAĞRIMIZDAN ÇIKAN İNSANLARIN HATIRALARINI YAŞATALIM
Özşanlı, babasının ülkemizde ilk defa taziye evi kurarak, özellikle ekonomik durumu elverişli olmayan insanların taziyelerini rahat bir şekilde yapmalarına olanak sağladığını aktardı. Özşanlı; "Bu taziye evlerinden bütün semavi dinlerimize mensup insanlar yararlanmıştır. Kendilerini hayır hasenat işlerine adayan, toplumun barışı ve huzuru için gece gündüz demeden çaba sarf eden, gayretli ve çalışkan böylesi mümtaz insanlarımızın bıraktıkları eserleri ve örnek hayat hikâyelerini gelecek nesillere aktarmamız gerekiyor. Bir diğer husus ise, düzenlenen çeşitli etkinlikler, programlar, seminerler veya panellerde, bu kıymetli insanların isimlerinin geçmemesi ve hayırla yad edilmemesi de bizi üzüyor. Birçok vatandaşımızın, idari ve mülki amirlerimizin, büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarımız ve diğer yetkililerden bu konuda talepleri bulunmaktadır. Lice kayyumu tarafından babamın adına taziye evi kurulması sevindiricidir ama il merkezinde de adının yaşatılmasını talep ediyorum " açıklamasında bulundu.
'AKRAN ARABULUCULUĞU GİBİ PROJELERE KATKI SAĞLAMAYA HAZIRIZ
İsmail Özşanlı, Diyarbakırda düzenlenen Akran Arabuluculuğu gibi projelere her zaman için destek olmak ve katkı sağlamaktan onur duyacağını belirterek, konuyla ilgili şunları söyledi; "Rahmetli babam, azim ve sabırla sürdürdüğü mücadeleler sonucu senelerce süren kan davalarının barışla sonuçlanmasını sağladı. Hem rahmetli babamın anısına, hem de geleceğimizi inşa edecek çocuklarımızın eğitimine katkı noktasında hayırlı çalışmaların parçası olmak bizim için onur vesilesidir.
Dolayısıyla, bu tür eğitici ve öğretici projelere katkı noktasında elimizden gelen bütün gayreti göstereceğiz. Diyarbakırda yapılan Okullarda Akran Arabuluculuğu konulu eğitim, oldukça geniş bir katılımla yapıldı. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Diyarbakır Şubesi ile Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğünün organize ettiği, Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abbas Türnüklü eğitmenliğinde düzenlenen Okullarda Akran Arabuluculuğu konulu eğitime, muhtelif okullara mensup eğitimciler, veliler, öğrenciler, basın yayın kuruluşlarının temsilcileri ve kalabalık bir vatandaş topluluğu katıldı.
Bir hayli ilgi gören, üç farklı ortaokul ve bir lisenin öğretmenleri ile psikolojik danışmanlara yönelik verilen eğitimde, okullarda öğrencilerin yaşadıkları anlaşmazlıklar üzerine Akran Arabulucu öğrenciler yetiştirilerek, kendi arkadaşlarına yönelik sorunların çözümünde arabulucu rolünde çalışmalar yapılması konusunda detaylı bilgiler aktarıldı.
Bu genel hedef çerçevesinin yanı sıra özelde ise liselerde ve ortaokullarda her bir sınıfta yetiştirilecek, Müzakereci arabulucu lider öğrenciler aracılığıyla, bir yandan kişisel düzeyde şiddet kültürünün önlenmesi, azaltılması ve dönüştürülmesi için emek harcanırken, öte yandan toplumsal uzlaşı, diyalog ve bütünleşme kültürünün geliştirilmesine katkı sağlanabilecek. Bu hedeflere ulaşmak için, doğrudan kişiler arası şiddet üzerine odaklanmak yerine, farklı bir yol izleniyor. Asimetrik bir çizgi izlenerek, öğrenciler arası şiddetin azaltılması yerine, öğrencilere alternatif anlaşmazlık yönetim becerileri kazandırılmaya çalışılıyor.
Dolayısıyla, diyalog, müzakere ve arabuluculuk becerileri gelişmiş bireyler, aralarında yaşadıkları anlaşmazlıkları ve uyuşmazlıkları yine kendileri yapıcı, onarıcı ve barışçıl yollarla yönetecekleri için daha seyrek şiddete yönelecekleri ve başvuracakları düşünülüyor.
İSMAİL ÖZŞANLI, MERHUM BABASININ İZİNDE GİDİYOR
Öte yandan, görüşlerini dile getiren vatandaşlar ve bazı Sivil Toplum Kuruluşları(STK)'ların başkan ve yöneticileri, İsmail Özşanlının, Diyarbakıra hizmet noktasında elinden gelen tüm gayreti gösterdiğini belirterek, şunları söylediler: "Merhum Hacı Sait Özşanlının bıraktığı itibar ve olumlu izler ailesini de gururlandırıyor. MÜSİAD Diyarbakır Eski Şube Başkanlığını başarıyla yapan ve bayrağı devreden oğlu İsmail Özşanlı da, babasının izinden giderek, mukaddes kentimize kalıcı hizmetler yapabilme noktasında mücadele yürütüyor. Merhum Hacı Sait Özşanlı, bu yolda hem malını hem canını hem de sağlığını ortaya koydu. Bu iş onun için her şeyden önce geliyordu."
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN 3 KAN DAVALI AİLEYİ BARIŞTIRDI
Babasının izinden giden ve bölgede yaşanan kanayan yara haline gelen kan davalarının durması için mücadeleye devam eden İsmail Özşanlıya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana barıştırılmak için ricada bulunan kan davalı ailelerin barıştırılması görevi dönemin İl Valisi Hasan Basri Güzeloğlu tarafından verildi.
Babasının en büyük mirasının barıştırdığı aileler ve kanın durması olduğunu aktaran Özşanlı; "Babam, dinimiz İslamın talimatlarını ve insanlığın gereklerini hayatının merkezine yerleştirdi. Yaklaşık on yıl önce, iddiaya göre Karaduman ailesinin Gül ailesinden kız kaçırmasıyla husumet başladı. Daha sonra diğer aile fertlerinin dahil olmasıyla Gül, Karaduman, Kaplan ve Kahraman ailesi arasında husumet devam etti. Husumetli ailelerden 3 kız, Malatya ziyaretinde durumu Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a iletti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı üzerine eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, dönemin Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Yavuz ile birlikte devreye girip taraflarla görüşerek, aileleri barış yapmaya ikna ettik. Dönemin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu'nun ev sahipliği ile bir düğün salonunda barış yemeği verildi. Barış yemeğine Vali Güzeloğlu'nun yanı sıra, Adalet eski Bakanı Bekir Bozdağ, AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Oya Eronat ve Ebubekir Bal, Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Yavuz, Ergani Kaymakamı Hüseyin Sayın ve husumetli ailelerin tarafları katıldı. Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan tören daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın telefonla bağlanmasıyla devam etti.
Cumhurbaşkanımız Erdoğanın konuşması herkesi duygulandırarak, gözyaşlarına boğdu. Cumhurbaşkanımız Erdoğan telefonla bağlandığı barış programında, öncelikle Gül, Karaduman, Kaplan, Kahraman ailelerini mübarek Cuma gününde, Cuma Namazını kıldıkları bu saatte en kalbi duygularla selamladığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Değerli kardeşlerim bildiğiniz gibi bizim dinimiz İslam, Barış Dinidir ve Arapça'da Sin ifadesi, İslam'ın köküdür, Barış anlamına gelir. Bugün, elhamdülillah böyle bir barışı gerçekleştirdiğiniz için sizleri şahsım, milletim adına en kalbi duygularla selamlıyorum' demişti. Allah, yar ve yardımcımız olsun. Çünkü ne varsa barışta var.
DİYARBAKIRIN GURURU, BARIŞ ELÇİSİ MERHUM ÖZŞANLIYI RAHMETLE ANIYORUZ
Yine sevgili Peygamberimizin özellikle barış üzerinde birçok hadisi şerifleri var. Bunlardan bir tanesi korkutucu olmayınız, müjdeleyici olunuz ve inanıyoruz ki, sizler hepiniz, bugüne kadar şu veya bu nedenle yazılmış olan süreci geride bırakıp, bundan sonra Cenab-ı Rabbimizin buyurduğu gibi 'Ancak müminler kardeştir' ayeti kerimesinden aldığımız ilhamla, kardeşlerin arasında bu tür dargınlık, kırgınlık olamaz.
Şimdi sizler de, inşallah bu kardeşliğinizin, kardeşliğimizin görevini bundan sonraki süreçte yerine getirerek, Cenab-ı Rabbimin yarattığı, Rabbimin emir buyurduğu gibi yaşarsanız. Allah; yar ve yardımcımız olsun. Rabbim, aranızdaki muhabbeti arttırsın daim kılsın" diyerek sözlerine son verdi.
Özel Haber:Yılmaz Acu