Pike Mehmeti bilardo salonunda tanıdım. Bilardoda pike çekme mahareti nedeniyle Pike lakabını almış. Ama o aynı zamanda bir sporcu ve müzisyen. Mutlu bir hayat yaşadığını söyleyen Pike Mehmetin hayatındaki en önemli karşılaşmalardan biri ise, Diyarbakır
DİYARBAKIR Hiç bilardo oynayanları izlediniz mi televizyonda? Bazen denk geliyor ve izliyorum ben. Kimin galip geldiğiyle çok ilgilendiğimi söyleyemem. Daha çok oyuncuların sakinliği, soğukkanlılığı dikkatimi çeker. Diyelim futbolcular gibi hırçın, agresif değillerdir. En iyi atışı yapabilmek için masanın etrafında tur atarken gözlerini toptan ayırmamaları da ilginçtir. Sonra göz, ıstaka, top nişan almışken, ıstaka birkaç kez parmakların arasında gidip gelmişken vazgeçip atış için yerlerini değiştirmeleri sırasında akıllarından neler geçtiğini merak ederim.
Pike Mehmeti de böyle izledim, rakibini de. Çünkü rakibinin hiç de yabana atılır bir oyuncu olmadığını birkaç atışından sonra bilardo cahili ben bile anlamıştım. Adam, Rakibin kim, biliyorsun değil mi? dediğime pişman etmişti beni.
Mehmet Yelliler, namı diğer Pike Mehmetle sohbet edeceğiz. Ama maçın bitmesini beklemek zorundayım. Bu arada Pike Mehmetin fotoğraflarını, videosunu çekiyorum. Sormam üzerine rahatsız olmadığını söylüyor Pike Mehmet. Soğukkanlı yapıyor atışlarını, iyi atış yapan rakibini silgiyi ıstakaya vurarak alkışlıyor centilmence.
HERKESİN USTA KABUL ETTİĞİ BİLARDOCU
Pike Mehmet, maçtan sonra, Hadi sen sor ben söyleyeyim diyor. Tevellüt kaç diyorum. Söyleşi boyunca sorduğum bütün sorulara içtenlikle cevap veren Pike Mehmet, bir tek bu soruya cevap vermiyor. Çünkü diyor gülerek Buradaki herkes merak ediyor, sen yazarsan herkes öğrenir. Israr etmiyorum sırrını deşifre etmemek için.
Ama şunu söyleyeyim: Pike Mehmet en fazla 65 yaşında görünüyor. Yürüyüşünde, hareketlerinde yaşlı bir adamın yavaşlığından eser yok. Peki, bilardo salonundakiler Pike Mehmetin yaşını neden merak ediyordu? Sanırım hepsinden daha kıdemli bir bilardocu olduğu içindir. Salondaki herkes, bilardoya merak saldığında, önce onun namıyla tanışmış.
Pike Mehmet, Benim seyircilerim vardı. Ben oynamaya başladığımda herkes bizim masanın etrafına toplanırdı, yine fizik kurallarını nasıl altüst edeceğim, nasıl bir pike atışı yapacağım, merak ederlerdi.
Bilen bilir, bilardoda pike çekmek enteresan bir hareket ve sahiden de beceri ister. Pike Mehmet bu hareketi çok sonra, izlediği bilardo maçlarından öğrenmiş. Diyarbakırda pike çeken ilk bilardocu olduğu için de kendisine Pike Mehmet denilmiş.
LALEBEYİN YETENEKLİ DELİKANLISI
Pike Mehmet Diyarbakırın Lalebey Mahallesinde doğup büyümüş. Şimdi yarısı kentsel dönüşümle yıkılıp yerine villalar yapılan mahalleden söz ederken, En iyi arkadaşlarım Ermenilerdi, Süryanilerdi. O zamanlar çok Hıristiyan vardı Diyarbakırda. Ama çok acı çekmişlerdi, felaketler gelmişti başlarına. İpekböceği yaparlardı. Kazanlara kozaları atıp ipleri çekişlerini hatırlıyorum. Kendi bayramlarında boyalı yumurta ve çörek getirirlerdi. Biz de kendi bayramlarımızda yemek götürürdük onlara. Birinin başına bir şey gelse bütün mahalle koşardık, Müslüman, Hıristiyan demezdik. Şimdi ne o mahalle kaldı ne de o insanlar diyor içlenerek.
Pike Mehmetle konuştukça on parmağında on marifet olduğunu anlıyorum. Örneğin ilkokul sıralarında keşfedilen resim yeteneği sayesinde Köy Hizmetlerinde teknik ressam olarak işe başlamış. Şimdi resim yapmıyor. Yaptığı son resim karakalem bir çalışmaymış. Eşinin portresini yapmış, yanına bir de şiir yazarak
Futbol hayatı kısa sürmüş. Çünkü kahvehane işleten babası, nedense, hiç hazzetmezmiş top oynamasından. Futbolu neden erken bıraktığıyla ilgili bir hikaye anlattı ki insanın içi acıyor. Bu yüzden dönemin iyi takımlarından Aysporda futbol oynamamış ama bilardoyu bu kulüpte öğrenmiş. Masaların altında mermeri ısıtmak için sobaların kullanıldığı yıllarda
Babası yüzmesine de karşıymış. Oysa çok iyi bir yüzücü olmasının yanı sıra akrobatik hareketlerle havuza atlayışlarıyla nam salmıştır. Yüzmeyi hiç bırakmaz elbette ama hep babasından gizli gizli gider havuza.
Pike Mehmet havuza böyle atlar.
Baba figürü, Pike Mehmetin örneğinde, bir çocuğun ilgi duyduğu bir alanda ilerleyebilmesi için devasa bir engel gibi duruyor. Birçok çocuk benzer engeller nedeniyle erken veda etmek zorunda kalmıştır yeteneklerine ya da yetenekleriyle kendisini gösterme umuduna.
HALK MUSİKİ CEMİYETİ
Aslında babası müzik yapmasına da karşı olacaktır belki ama kısa zamanda bu alanda ünlenince konserlerine gelmeye, yanındakilere, Bu benim oğlumdur diye övünmeye başlamış.
Pike Mehmetin sesinin güzelliğini ilk keşfeden ilkokul öğretmeni oluyor. Öğretmeni müdüre götürüyor, Sesi çok güzel diyerek. Müdür bir iki türkü söyletiyor Pike Mehmete, sonra elinden tutup Halk Musiki Cemiyetine götürüyor onu.
Cemiyette aralarında Kör Eşref, Hakkı ve Yusuf Tapan, Şeref Erdoğan gibi değerli müzisyenler vardır. Burada türkülerin yanı sıra sanat müziğini de keşfeder. Hem türkülere hem şarkılara ilgisi vardır ve sesi de yatkındır aslında iki disipline de. Değerli, ünlü müzisyenlerden çok şey öğrenir burada. Birkaç enstrüman çalmayı öğrenir, sonra sazda karar kılar.
ŞÜKRAN AY İSTANBULA DAVET EDİYOR
Sonra bir gün dönemin ünlü sanatçısı Şükran Ay, Diyarbakıra gelir konser için. Cemiyetten ustalarıyla birlikte gider konsere. Açık hava konseri biter, konsere katılanlar yavaştan dağılmaya başlar. Kuliste bir ustasıyla konseri dinlemiştir Pike Mehmet. Ustası, Hadi bir türkü söyle diyor Pike Mehmete. İkiletmez ustasının isteğini, bir uzun hava söyler. Konser alanından dağılanlar geri döner, Kim bu söyleyen diyerek.
Pike Mehmet Şükran Ayla birlikte.
Sadece konser dinleyicileri değildir Pike Mehmetin sesine hayran olan. Kulise gelen Şükran Ay da hayranlığını dile getirir.
Pike Mehmet, Şükran Ayla tanışmasını şöyle anlattı: Kulise geldi. Oğlu Savaş Ay da yanındaydı. Şükran hanım Seni İstanbula götüreyim dedi ama tabi babam müsaade etmedi, gidemedim. O zaman çok istiyordum ama olmadı işte.
SONRA AŞIK OLUR
Sonra aşık olur Pike Mehmet. Aşık olduğu genç kadın hemşiredir ve o da Pike Mehmete aşık olmuştur. Uzaktan bakışırlar, değişik bahanelerle sık sık görüşürler ama bir türlü birbirlerine açılamazlar. Ama kim bilir belki birbirlerine hissettikleri aşkı kelimelerle ifade etmeye gerek duymazlar.
Gençlik vardır serde, gelenekler vardır ve en önemlisi Mehmetin işsizliği vardır. Genç kadının ailesi, Mehmetin işsizliğini gerekçe göstererek kızlarını vermek istemez. Oysa liseyi bitirdikten sonra müzik yapmaya, konserlere çıkmaya devam ediyordur Pike Mehmet. Ama elbette aile müzisyenliği meslekten saymaz, kızlarını bir müzisyenle evlendirmek istemez.
Başka taliplileri çıkar genç kadının ama o Pike Mehmetten vazgeçmez. Evimize geldi, Beni evlendirecekler dedi. Biz de imam nikahıyla evlendik. Aile razı oldu evlenmemize diyor Pike Mehmet.
Evlenmişler ama bir şartı vardır eşinin. Bana dedi ki Ya ben ya müzik, ben onu seçtim diyor Pike Mehmet. Bundan ikisi de pişman değil şimdi. Pike Mehmet, Evlenince konserleri falan bıraktım, teknik ressam olarak Köy Hizmetlerinde çalışmaya başladım. Evde, toplantılarda saz çalıp şarkı söylüyorum hala. Aslında eşimin de çok iyi bir kulağı, geniş bir repertuvarı vardır. Bazen yanlış söylediğimde hemen uyarıyor. İyi ki müziği bıraktın, şimdi kim bilir nasıl bir hayatımız olurdu diyor bana. Şimdi mutluyuz yani.
EGEDE BALIKÇI, DİYARBAKIRDA BİLARDOCU
Pike Mehmetin dört çocuğu var. Hepsi üniversite okudu ve hepsi sanatla ilgileniyor. Biri ressam, biri senaryo yazarı, bir seramik sanatçısı ve hepsi bir enstrüman çalıyor. Pike Mehmet kendi babasının yaptığının tersine hep desteklemiş çocuklarının sanatla ilgilenmesine.
Emekli olduktan sonra, çok kişinin hayali olan Egede bir kıyı kasabasına yerleşmiş Pike Mehmet. Bütün yazı Egede geçiriyor. Çocukları toplanıyor yazlıkta. Balık tutmayı Diclede öğrendim diyen Pike Mehmet, her gün balığa çıkıyor, denize giriyor, akşamları müzikli sofralar hazırlıyor.
Egede balık tutan Pike Mehmet.
Kışı da Diyarbakırda geçiriyor. Ama nerede eski günler. Eski mahalle, eski dostlar Gününü Sanat Sokağındaki bilardo salonunda geçiren Pike Mehmet, Eşimle iki yıl önce doğduğumuz mahalleye gittik, yüreğimiz parçalandı. Bir daha da gitmedik diyor.
Telefonu çalıyor Pike Mehmetin. Arayan kişiyi Aşkım diye kaydetmiş. Konuştuktan sonra, Eşim ekmek bekliyor diyor mutlulukla. Babasının engellemelerine rağmen Pike Mehmetin mutlu bir hayat yaşadığını kendisinden duymak da bizi mutlu ediyor.
Kaynak:Vecdi Erbay [email protected]