Özün
hayatında ilginç olan ise bu kadar başarılı bir kariyeri olmasına
rağmen üst kesimlerin bunu bir türlü fark etmemiş olması ve gereken
değeri bir türlü görememesi.
Diyarbakır Dicle Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu Öğretim
Görevlisi olarak spor yaşamına devam ediyor Abdulkadir Öz.
Özün atletizm yaşamı tesadüflerle başladı. Hatta başlayamadı
denilebilir. Onu ortaokuldaki beden eğitimi dersi öğretmeni keşfetti;
ama şanssızlıklar yüzünden ortaokulda koşmak kısmet olmadı.
Biz sorduk, Öz cevapladı.
ATLETİZME NASIL BAŞLADINIZ?
Öz: Diyarbakır Ortaokulda öğrenci iken Beden Eğitimi Öğretmenimiz okulun
bahçesinde koşturdu dersten sonra seni kros takımına seçtim dedi bir
hafta sonra 5 Nisan Atatürkün Diyarbakıra gelişi sebebiyle kros
yarışması yapılacak okulumuzu temsilen katılacaksın dedi. Bende çok
sevindim antrenman yapmaya başladık, fakat maalesef yarışma iptal
edildi. Ertesi yıl tekrar hazırlandık yine iptal oldu. Ortaokulda koşmak
kısmet olmadı.
Liseye geçtim Beden Eğitimi Öğretmenimiz İzmir Karşıyakada Futbolcuydu
Atilla Egemen beni kros takımına seçti. Diyarbakırda yılda iki kros
yarışması yapılırdı; ikisinde de birinci oldum. Daha sonraki yıl
Atletizm Federasyonu tarafında deplasmanlı doğu kros ligi projesi
uygulandı. Doğu ve güneydoğu illeri önce kendi aralarında deplasmanlı
şekilde yarışmalar yapar daha sonra tüm gruplar Türkiye şampiyonası adı
altında toplanır, final yarışması yapılırdı. Ben bu yarışmalarda hep
ilk üçe giriyordum. Bu yarışmalarda gösterdiğim başarı sayesinde
atletizm hayatım başlamış oldu.
DAHA İLK YARIŞMADA BAŞARILI OLDUNUZ, NELER HİSSETİNİZ, O GÜNKÜ DUYGULARINIZI ANLATABİLİR MİSİNİZ?
Öz: 1988 Balkan Atletizm Oyunları Ankarada yapıldı. Bu oyunlarda 20 Km.
Yürüyüşte Balkan ikincisi oldum. Mehmet Terzide Maratonda birinci
oldu. Atletizmin farklı dallarından yaklaşık, elli sporcu vardı.
Madalya kazanan iki sporcuyduk. Yarışmayı bitirdiğimde bütün kameralar
etrafımdaydı. Benimle röportaj yaptılar; akşam ben ve Terzi, TRT 1 TV
Kenan Onuk Spor programına davet edildik.
Ertesi gün otobüsle Ankaradan Diyarbakıra gitmek için yola çıktım.
Dinlenme yerlerinde beni gören herkes dün gece Tvde seni izledik diyor,
ardından sorular soruyorlardı. Eve geldim bütün komşular bizim eve beni
tebrik etmeye geldiler. İnanılmaz bir duygu, inanılmaz bir mutluluk
tarifi yok; mutluluk bu işte! O, günden sonra hep şanslı olduğumu
düşündüm; çünkü hayatta en iyi olduğum şeyi bulmuştum.
ETRAFINIZDAKİLERİN DAVRANIŞLARINDA DEĞİŞİKLİKLER OLDU MU?
Öz: Spor kültürü ülkemizde gelişmediği için TV ye çıkmadan, madalya
almadan önce insanlar koştuğum için benimle alay ediyorlardı bu çocuk
delidir at gibi atlar gibi koşuyor buna ailemde dahildir. Çocuklar
koşarken beni taşlardı. Stadyuma koşmaya giderdim beni içeri almazdı o
dönemin Spor İl Müdürüne antrenman izni için gittim. Abdulkadir dedi,
her gün koşu olur mu haftada iki gün gel yeterlidir. Ben de her gün
gelmem gerekir dedim. Aslında müdür beni de seviyordu ama spor kültürüne
sahip değildi yıl 1982, daha sonra Yeni bir Gençlik Spor İl Müdürü
geldi. Tahir Dönmezer Hataylı eski atletmiş, bize her konuda yardımcı
olmaya başladı. Ondan önce spor müdürlüğünün bahçesinde soyunurdum
elbiselerimi poşetin içine koyup çam ağaçların altına saklıyordum.
Bahçede küçük bir havuz vardı antrenmandan sonra elimi yüzümü küçük
havuzdan yıkardım. Tahir Dönmezer, geldikten sonra stadyumda bize bir
oda tahsis etti. Artık soyunacak bir odamız vardı. Bu başarı bana büyük
bir özgüven kazandırdı.
ÜLKEMİZİ EN GÜZEL ŞEKİLDE ULUSLARASI YARIŞMALARDA ALTIN MADALYA
KAZADINIZ BAYRAĞIMIZI GÖKLERE ÇIKARTARAK, İSTİKLAL MARŞIMIZI OKUTTUNUZ,
BUNUN KARŞILIĞINI ALDINIZ MI, SPORCUYA GEREKEN DEĞER VERİLİYOR MU?
Öz: 80li 90lı yıllarında bana göre amatör sporcular günümüze göre daha
fazla değer verilirdi diye düşünüyorum. O dönemde bütün resmi
kurumlarda yanılmıyorsam 100 isçide yukarı çalıştıran kurumlar spor
kulübü kurmak ve beş spor branşında faaliyet göstermek zorunluluğu
vardı. Temel amaç personel, personel çocukları aktif hale getirmek
sosyal dayanışmayı sağlamak işten kaliteyi yükseltmekti. Daha sonra
kurumların spor külüpleri arsında yarışma, müsabaka rekabeti başlandı ve
kurum kulüpleri kurum dışında başarılı olan sporcuları işçi statüsünde
almaya başlandı ve bütün başarılı sporcu kadrolu işçi statüsüne geçerek
maaş sahibi oldular ben onlardan biriyim Diyarbakır PTT spor kulübüne
girdim. Ve artı bir maaş sahibiyim kendimi tamamen spora verdim. Birkaç
çalıştırdığım sporcuyu da PTT de işe aldım, PTT Başmüdürlüğünde iki
tane çay ocağını açtık geliri PTT spor Kulübüneydi ayrıca tüm
personelden aidat kesilirdi. Tüm sportif ihtiyaçlarımızı karşılıyorduk.
İşe alınmayan diğer sporcularımda çay ocaklarında çalıştırıyordum.
90lı yıllarda terörün en yoğun olduğu dönemde spor yapardım ve gençleri
spora yönlendirirdim. Birçok genci o dönemde Atletizm milli takımına
kazandırdım. Birkaçını işe yerleştirilmesine katkı sundum.
1991 de Dicle Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu açtı ben
ve sporcularım Milli sporcu ve uluslararasında madalya kazandığımız için
YÖK bizi BESYOya sınavsız yerleştirdi . En büyük kazanımlarımızdan
biri Üniversiteye yerleştirilmek oldu. Elliye yakın çalıştırdığım sporcu
varıdır; hepsi şu an eğitici ve üst seviyede antrenör.
Tokyo 2020ye Diyarbakırdan 4 sporcu katıldı 3ü atlet antrenörleri,
Çetin Arslan daha önce çalıştırdığım sporcumdu çocukluğu yanımdan geçti
ve şu an olimpiyatlara sporcu yetiştiriyor.
SPORDA MADDİ KAZANIMLARIM
Öz: Madalya kazandığım dönemlerde cumhuriyet altınlarıyla
ödüllendirildim defalarca; ayrıca Türkiye Rekorunu her kırdığımızda yine
cumhuriyet altınlarıyla ödül alıyorduk. Farklı mesafelerde( 5Km., 10
Km., 20 Km.lerde) 13 kez Türkiye rekorunu kırdım.
22 YIL BOYUNCA KESİNTİSİZ MİLLİ TAKIMA GİRDİM
Öz: Balkan, Avrupa ve Dünya yürüyüş kupalarına defalar katıldım. Birçok uluslararası madalya kazandım.
53 kez sporcu olarak milli takıma girdim.
18 kez antrenör olarak milli takıma girdim.
2 kez Milli takım Kafile Başkanı olarak yurtdışına gittim.
Toplam: 73 kez milli takımda görev aldım
Atletizm Federasyonunda 2004-2012 yılları arasında Mehmet Terzi
Başkanlık döneminde teknik Kurul Üyeliğini, Milli Takım Koordinatörlük
görevini yaptım.
Oryantiring Federasyonunda 2008-2012 yılları arsında Yönetim Kurulu Üyeliğini yaptım
Görme Engelliler Federasyonunda 2016-2020 yılları arasında Atletizm Teknik Kurulu üyeliğini yaptım.
Dicle Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda Spor Yöneticilik Bölümüne üç Bölüm Başkanlığını yaptım.
Coğrafya kaderdir. Güneydoğuda yaşayışta zorluk çekmeyen, çatışmayan girmeyen istisnadır. Özellikle 70li 80 li yıllarda.
YAŞADIĞINIZ ZORLUKLARDAN SÖZ EDELİM
Öz: Coğrafya kaderdir. Güneydoğuda yaşayışta zorluk çekmeyen, çatışmayan
girmeyen istisnadır. Özellikle 70li 80 li yıllarda. Eğitime geç
başladım. Ailede eğitim alan yoktu. Çocukluk yıllarımda arzu ettiklerimi
alabilmek için: su, halkalı tatlı, çakmak taşı, çorap- mendil, sigara
sattım; ayakkabı boyacılığını yaptım. Kahvede, lunaparkta çalıştım. Spor
Bakanı veya üst seviyede spor yöneticisi olmak; spor kültünü 7den 70e
herkese kazandırmak istiyorum.
GERÇEKLEŞTİRMEK İSTEDİĞİNİZ HAYALLERİNİZDEN SÖZ EDELİM
Öz: Türkiyede sporu daha ileri düzeye getirmek için, geçmiş
uygulamalardan sonuçlar çıkartmak, mevcut uygulamaları tartışmak ve
geleceğe yönelik projeler üretmek.
Spor kültürünü geliştirmek, kitlelere yaymak; çünkü Türkiyede nüfusun %5.98i spor yapıyor ve bu oran çok düşük.
Sağlıklı, dinamik, enerjik, düşünebilen, hayal gücü yüksek, üretken,
değer yargılarına saygılı geleceğimizin teminatı olan gençliğin oluşumu
ancak spor kültürüyle ivme kazanır.
Tüm bu kriterleri gerçekleştirmek için, Spor Bakanı veya üst seviyede spor yöneticisi olmak isterdim.