Devamlı olarak her fırsatta ve her ortamda ağızlarından düşürmedikleri bağımsız Türkiye sloganını söyleyen ve söylemlerinde sıkça dile getiren sözde demokrat ve özgürlükçüler hemen hemen her olayda ülkemizin dış güçlere karşı verdiği mücadelede adeta yalvarırcasına ABD ve Batıya Türkiyeye müdahale etmelerini istiyorlar.
Ülkemiz de Batı sevdacılığı 1800li yıllarında başladı ve hala günümüzde de devam etmektedir. Özellikle Osmanlının son dönemlerinde bu ayyuka çıktı. Gerçek şu ki geçmişini bilmeyenler, geleceğe yön veremezler.
Osmanlının son dönemini incelemekte fayda var.
İttihatçıların Abdülhamidi tahtan indirmesi için Fransa ve İngiltere büyük destek verdi. İttihatçı Kahramanlar aslında Osmanlıya karşı savaşan gayri müslim komitacılar ile beraber hareket ediyorlardı. Ermeni Taşnaklar ile de ittifak halindeydiler. Ayrıca ittihatçıların önemli bir kısmı mason ve dönme idi. Zaten ittihat ve terraki de Fransızca unite ve proges kelimelerinden bu ismi almıştı.
Bu yabancı etkisi o kadar büyüktü ki, 2.ci Meşrutiyet ilan edilince kutlamalarda Fransız Ulusal marşı çalınmıştı. Pek medeni Fransanın bu marşında şu sözler vardır. Bırak, saban izleri soysuz kanlar ile dolsun.
Kısacası, ittihatçılar devleti yıkımdan kurtarmak iddiası ile başa geldiler. Ama devleti yıkanlar onlar oldu. Artık şu gerçeği görmek lazım.. Bizi yıkan ve bugün hala birçoğumuzun kafasında normal bir şeymiş gibi duran şey/husus şu: Batılıların her türlü oyununa memleket içinde iktidarı ele geçirmek için alet olmak. Her sözünde, her işinde Batılı çıkar ve tezleri esas almak. Kısacası Batı uşaklığı
Evet, bizi hâlâ zayıf bırakan şey, bu uşaklık psikolojisidir.
Osmanlı bu şekilde İngilterenin isteğine uygun yıkıldıktan sonra, bu kez, bu aşağılık kompleksi resmi ideoloji haline de Cumhuriyetin elitleri olmuştur.
Bugün de günümüzde Batı sevdacılığı tam hızla devam etmektedir.
Günün sözü: Geçmişini bilemeyenler, geleceğine yön veremezler.
Esen kalın.
Facebook: mehmetçet21
Twitter: mehmetçet21