Mekke, Medineden sonra 5. Harem-i Şerif ünvanına sahip olan, Peygamberler, Sahabeler ve Evliyalar Diyarı, Mukaddes Diyarbakır, tarih boyunca bağrından çok değerli isimler çıkardı ve çıkarmaya da devam ediyor. Ancak, şu üzücü bir gerçek, İslamın Anadolu
Manevi yapıları sinesinde barındıran, bütün Semai Dinlere mensup insanların yaşadığı, tarihin canlı tanığı Diyarbakır, ne yazık ki bu kutsal bu yönleriyle tanıtılamadığı gibi, bağrından çıkardığı birbirinden kıymetli evlatlarını da, tanıtamamakta ve gelecek nesillere aktaramamakta.
Konuyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan Bölge halkının Derman Baba ünvanıyla andığı Yılmaz Acu, duygularını şöyle dile getirdi:
Sayısız Manevi ve kültürel yapıyı barındıran Diyarbakır, özellikle son yıllarda, son derece önemli hizmetler yapmış, başarılar elde ederek, hayır duaları almış evlatlarını sinesinden çıkardı. Ancak, ne acıdır ki, böylesi hayır hasenat çalışmaları yapan, insanların dertleriyle hemhal olan evlatlarının isimlerini, Okul, Yurt, cadde, park veya mahallelere verme konusunda, hep yetersiz kaldı. Bu konuya somut örnek vermek gerekirse, hepsi birer cevher olan merhum Hacı Sait Özşanlı ve merhum Hacı Mustafa Uzannın yaptıkları başarılı çalışmalar, gençlere örnek teşkil edecek başarılı hayat hikâyeleri ve bıraktıkları eserleri, yeni nesillere gereği gibi aktaramadığımız gibi, Okul, cadde, park veya mahallere isimlerinin verilmesi konusunu da göz ardı ettik.
10 Ağustos 2009 tarihinde aramızdan ayrılan Hacı Sait Özşanlı ve hemen ardından 2010 yılında kaybettiğimiz Hacı Mustafa Uzanın, yaptıkları çalışmalar, bıraktıkları eserler ve hayat hikâyelerini, çeşitli platformlarda dile getirmeli, isimlerini yaşatma konusunda üzerimize düşeni yapmalıyız.
ÖZ EVLATLARIMIZIN BİLE KIYMETİNİ BİLMİYORUZ
Hayatını Barışa Adayan, Fransız Haber Ajansı Afp tarafından Nobel Barış Ödülüne Aday gösterilmesi istenen merhum Hacı Sait ÖzŞanlı, işte böylesi müstesna kişiliklerden birisidir.
Batılıların Türkiyenin Kofi Annanı diye andıkları, ülkemizde devlet büyüklerimiz, gazeteciler, siyasetçiler, sivil toplum kuruluşları ve halkımızın Güneydoğunun Barış Elçisi diye hitap ettikleri, Diyarbakır Kasaplar ve Besiciler Odası Başkanlığı yapmış, Liceliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Eski ve Onursal Başkanı merhum Hacı Sait Özşanlıyı, bu vesileyle bir kez daha rahmetle anıyoruz. 50 yıla yakın bir sürede resmi olarak kayıtlara geçmiş dokuz yüze yakın, kayıt dışı ise iki yüze yakın kan davalı aileleri barıştırmış, kız kaçırma ve çeşitli sebeplerden dolayı yaşanan binden fazla davanın sulh ile noktalanmasını sağlayarak, binlerce insanın hayır dualarını almakla mazhar olmuştur.
Ayrıca, ülkemizde ilk defa taziye evi kurarak, özellikle ekonomik durumu elverişli olmayan insanların taziyelerini rahat bir şekilde yapmalarına olanak sağlamıştır. Bu taziye evlerinden bütün Semavi Dinlerimize mensup insanlar yararlanmıştır.
Merhum Hacı Mustafa Uzan ise, Diyarbakır'da ilk İslami yayın yapan Nur Radyoyu kuran, 2003 yılında, yani ilerlemiş olan yaşına rağmen, Azimle çalışarak bilgisayarda Autocad programı ile proje çizim dersleri aldı ve sonra teknik olarak Cami projeleri çizmeye başladı.
Dicle üniversitesi kampüsünde 4 minareli büyük camii ile Kayapınar Metropol sitesi yanında Cebeli Nur Camii, Diclekent Cami, Bediüzzaman Camii gibi tarihi camiler dahil, yirminin üzerinde Cami ve Mescidlerin arsa ve yer teminiyle inşaat yapımlarını başlatarak, kontrol ve yürütme işlemlerini sürdürdü.
Ayrıca, İslam ordusunun Diyarbakır'ı fethetmek için geldiği ve altı ay kadar konakladığı bölgeye, bugünkü Dicle Üniversitesi Camii'ini inşa ederek, şanlı fethin, bizden sonraki nesillere aktarılması konusunda da gayretler sarf etti.
Hayatını Cami yapımına adayan, Kuran ve İslam sevdalısı, merhum Mustafa Uzan da, unutulmayacak hizmetler gerçekleştirmiş, gönül erlerimizden birisidir.
Kendilerini hayır hasenat işlerine adayan, toplumun barışı ve huzuru için gece gündüz demeden çaba sarf eden, gayretli ve çalışkan böylesi mümtaz insanlarımızın bıraktıkları eserleri ve örnek hayat hikâyelerini gelecek nesillere aktarmamız gerekiyor.
Vatandaşlarımızı üzen bir diğer husus ise, bu değerli şahsiyetlerin düzenlenen etkinlikler, programlar, seminerler veya panellerde isimlerinin geçmemesi ve hayırla yad edilmemeleridir. Birçok vatandaşımızın, mülki yetkililerimiz, büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarımız ve diğer yetkililerden talebi bu yöndedir.
GÖNÜL ERLERİ OLMUŞ İNSANLARIMIZI UNUTMAYALIM
Rahmetlinin baba ocağı olan Licede, Müminağa mahallesinde onun adına Yas Evi ve yine aynı mahallede Hacı Sait Özşanlı parkının, kayyum olarak görevlendirilen Lice Belediye Başkanlığı tarafından yapılması sevindiricidir. Fakat İl merkezinde adının yaşatılması talep ediliyor.
Azimli, gayretli ve çalışkanlığıyla insanların takdirini kazanan merhum Hacı Sait Özşanlı ve merhum Hacı Mustafa Uzanın isimlerinin yaşatılması konusunda, vatandaşlarımızın haklı talepleri var. Bu nedenle, Diyarbakırımıza hizmetlerde bulunmuş, hayır hasenat işlerine kendisini adamış, gönül eri insanların, adlarını gelecek nesillere aktarabilmeliyiz. Böylesi kıymetli insanların adlarını yaşatmak ve yaptıkları çalışmaları, gelecek nesillere aktarmak, hepimizin görevidir.