Türkiyenin
Kuzey Irak ve Suriye deki operasyonlarına sivil ölümlerden endişe
duyduklarını her fırsatta dile getiren, Türkiyeyi Ermeni soykırımıyla
suçlayan Batılı ülkeler medeniyet dersleri verse de, katliam ve soykırım
sicilleri bir hayli kabarık. 20. yüzyılı kanla yazan Avrupalıların
sivil katliamları 21. yüzyılda da devam ediyor. Dünya tarihinin en kanlı
yüzyılı olan 20. yüzyılda Batılı ülkelerin başlatmış olduğu dünya
savaşları ve katliamlarda 100 milyon insandan fazlası hayatını kaybetti.
Bosnada, Afganistanda soykırım düzenlemeye devam eden Batılı ülkeler,bu yüzyılda da
Irakta, Suriyede, Filistinde insanlığın gözü önünde soykırımlarını sürdürüyor.
Bugün
hayranlıkla bahsedilip örnek gösterilen Fransa, İngiltere, Almanya gibi
Batı ülkeleri, dün vahşetin kitabını yazıyordu. Avrupalı ülkeler, 19.
yüzyılın sonlarına doğru yer altı zenginliklerine göz koydukları Afrika
kıtasını sömürgeleştirmeye başladı. Sömürgecilik tarihini kanla yazan
Avrupa ülkelerinin her birinin Afrikadaki katliamlarda parmak izi var.
Tarihten bu yana kendilerini üstün ırk konumuna oturtup, kendilerinden
olmayanlara her türlü eziyeti, işkenceyi ve ölümü reva gördüler. Bu
durum günümüzde şekil değiştirip devam ederken, işledikleri cinayetleri
örtbas etmek başkasını suçla yönetimini kullandılar. Medeni Avrupanın
vahşet dolu tarihine bakmak bile insanın tüylerini ürpertmeye yeter.
Almanyanın
1904-1908 yılları arasında, bugünkü Namibya sınırları içerisinde
gerçekleştirdiği vahşet dolu soykırım başlamadan önce 132 bin olarak
bilinen yerli nüfustan geriye sadece 15 bin kişi hayatta kaldı.
Almanlar
1933-45 yılları arasında Büyük Alman İmparatorluğunu kurmak ve
mükemmel Alman ırkını yaratmak hedefiyle diğer milletlerden ve etnik
gruplardan 21 milyon insanı topluca kurşuna dizerek, toplama
kamplarında, fırınlarda yakarak, gaz odalarında zehirleyerek soykırıma
uğrattı.
İkinci
hedef grup olarak Yahudiler seçildi. Gerek Almanya gerekse de
Almanların işgal ettiği diğer ülkelerde yaşayan 2 milyon Yahudi
sistematik bir biçimde vurularak, asılarak, yakılarak ve gaz odalarında
zehirlenerek öldürüldü.
Tarihi
soykırım ve katliamlarla dolu olan bir diğer ülke, Fransa. 1830da
sömürge olarak işgal ettikleri Cezayir de her türlü insanlık suçunu
çekinmeden işleyen Fransızlar, bağımsızlık savaşı veren yüz binlerce
Cezayirliyi katleden Fransızların 2 buçuk milyon Cezayirliyi tehcire
tabi tuttukları biliniyor.
Ruandada
1994 yılında yaşanan soykırımda yüz binlerce öldürülmesi insanlık
tarihinin en korkunç olaylarından birisi olarak belleklerde yer
alıyor.1917de Çadta 400 İslam âlimini bir konferansa davet ederek,
cellatları tarafında oracıkta katlettiren Fransanın soykırım ustası
olduğu ve bunu başarıyla örtbas ettiği de bilinen gerçeklerden.
Hollanda
yakın tarihte Srebrenitsa soykırımına çanak tutması akıllardan
çıkmıyor. 1995de Srebrenitsada 8 binden fazla Bosnalı Müslüman, Sırp
Ordusu tarafından öldürüldü.
Hollandalılar 1615te gittikleri Kuzey Amerikadaki Kızılderilileri de katletmişti.
2.Dünya
Savaşı boyunca yaklaşık 102 bin Hollandalı Yahudi öldürüldü. Hollanda
bu sebeple Yahudilere 180 milyon dolar tazminat ödedi. Ancak konuyla
ilgili özür dilemedi.
1945te
Hollanda, sömürü altındaki Endonezyanın bağımsızlık talebine katliamla
karşılık verdi. Hollanda sömürge güçleri 1945- 1949 yılları arasında
kadın ve çocuklar da dâhil olmak üzere, yaklaşık 150 bin Endonezyalıyı
katletti.
İngiltere, 1788-1938 tarihleri arasında sömürgeleştirmek amacıyla
gittiği Avustralyada yerli halk Aborjinleri sistematik olarak yok
etti.750 bin Avustralya yerlisinden geriye sadece 31 bin kişi sağ
kalabildi.
İngiliz
kuvvetleri 1950li yıllarda Kenyada Mau Mau olayları sırasında 100 bin
insan canavarca yöntemlerle öldürüldü veya açlıktan öldü.
Soykırım
iddialarını destekleyen ülkeler listesindeki İtalyanın, Libyada
1911den 1940lı yıllara kadar uyguladığı imha operasyonları ve çölün
ortasına kurduğu toplama kamplarında yüz binlerce Afrikalı Müslüman
hayatını kaybetti. Ayrıca 3 Ekim 1935 yılınsa Habeşiştanı işgal ederek
300 bin kişiyi katletti.( Başka kaynaklarda bu sayı 760 bin olarak ifade
edilmektedir.)
Belçika
Kralı 2. Leopold (1865-1909), Afrika Kongosuna yaptıklarıyla Adolf
Hitler sahneye çıkana kadar acımasızlığın bir numaralı temsilcisi olarak
anıldı.
En
az on milyon Afrikalı işkence ve kötü muamelelerden dolayı hayatını
kaybetmişti. Ayrıca Ruanda da 1959 yılında 20 ile 100 bin Ruandalının
katledilmesine sebep oldular.
AB ülkelerinden Danimarka, 1945 yılında 250 bin Alman mülteciyi ölüme terk etti.
İspanya
diktatörü Francisco Franco, ülkesinde 30 bin muhalifini öldürttü.
İspanyollar Amerikalılarla birlikte milyonlarca Kızılderiliyi katletti.
Rumların
Kıbrıs Türklerine yönelik katliamları 1912 yılında başladı. Kıbrısın
35 ayrı noktasında Türklere ait iş yerleri, camiler ve evler yakıldı,
insanlar öldürüldü. Katliamların başladığı 1912 yılından, Kıbrıs Barış
Harekatının yapıldığı 1974 yılına kadar 1000i aşkın Türk, Rumlar
tarafından öldürüldü.
Soykırım iddialarını 1996 yılında tanıyan Yunanistan da soykırım
konusunda sabıkalı olan ülkelerden biri. Osmanlının dağılma sürecinde
Balkanlarda yaşanan katliamlarda çok sayıda Müslüman Türk hayatını
kaybetti. 1829da Yunanistanın bağımsızlığını kazanmasıyla Moradaki
Türkler göçe zorlandı. Tarihçiler, bu süreçte yarımadada genellikle
bölgedeki papazların tavsiyesiyle toplamda 20 binden fazla Müslümanın
öldürüldüğünü belirtmektedir fakat sadece Tripoliçe Katliamında 35 bin
kişinin öldürüldüğüne ilişkin tahminler var.
Günün sözü: Tarihini bilmeyenlerin coğrafyasını başkaları çizer.
Esen Kalın.
Facebook: mehmetçet21
Twitter: mehmetçet21
Mehmetcet21.blogspot.com