Toplumun büyük çoğunluğunun halen tanımadığı, duymadığı ancak son evreye ulaştığında doktorların Fil hastalığına yakalanmışsınız dediğinde fark edilen lefödem hastalığı bölgenin kabus gibi.
Vücudun çeşitli bölgelerinde gelişebilen lenfödem hastalığı ile ilgili erken teşhis tedavi ihtimalini yüksek oranlara çıkartırken öncelikli olarak vücutta ödemin oluştuğu bölgeler asıl riskli alanlar.
Konuya ilişkin olarak detaylı bilgiler aktaran Yardımeden Fizik Tedavi Merkezi uzmanlarından Fizik Tedavi ve rehabilitasyon Uzmanı Doktor İbrahim Yardımeden, toplumsal bilincin ve fark edilirliğin hastalıkların tedavisinde önemli bir faktör olduğunun altını çizdi.
Bölge insanının Lenfödem hastalığını çok iyi tanımamasından kaynaklı sıkıntılar yaşadığına da dikkat çekerken hastalığın halk dilinde fil hastalığı olarak ta bilindiğine işaret ediyor.
Lenfödem tedavisinin uzun soluklu ve meşakkatli olduğunun altını çizen İbrahim Yardımedenin tavsiye ve teşhislerinden bazı başlıklar:
HALK ARASINDA FİL HASTALIĞI DA DENİR
Hücreler dokular arası boşlukta bulunan sıvı ortamında bulunmaktadır. Hücreler için gerekli olan tüm besin enzim protein ve mineral gibi gerekli maddeler kan damarlarıyla gelir ve bu dokular arası boşluktan hücrelere geçmektedirler. Hücreler kullanan maddeler sonucu elde edilen atıkları tekrar dokular arası boşluğa bırakır ve bu atıkların toplanıp süzülerek kan dolaşımına kazandırılmasından lenfatik sistem sorumludur. Lenfatik sistem içinde bulunan bu sıvıya lenf sıvısı denir ve su ve proteinden zengin olan bu lenf sıvısının yoğunluğu yüksek ve bal kıvamındadır. Yoğun olan bu lenf sıvısının hareketi toplardamarların hareketine benzer şekilde kas iskelet sisteminin basıncı ve solunum hareketleriyle desteklenip kan dolaşımına göre oldukça yavaştır. Kalp gibi herhangi bir pompası olmayan bu sistemin ucu açık ve 24 saatte 2-4 litre kan dolaşımına boşalacak kadar da miktarı fazladır. Kişinin doğuştan ve sonradan lenf düğümleri ve lenf kanallarında bir hasar problem veya oluşum bozukluğu durumlarında kusurlu olan lenfatik sistem bu lenf sıvısını uzaklaştıramaz, süzemez ve kan dolaşımına tekrar katamaz. Bunun sonucunda lenf sıvısı ilgili vücut bölümü veya bölümlerinde birikir. Vücudun herhangi bir bölümünde bulunan lenf sıvısı taşıma kapasitesini aşarsa lenfatik sistemdeki mekanik yetmezliğe bağlı olarak LENFÖDEM gelişir. Lenfödem halk arasında bilinen ismiyle Fil Hastalığı lenf sıvısının hücreler arası boşlukta birikerek, sıklıkla kollarda veya bacaklarda kısmen gövde ve genital bölgede şişmeye neden olmasıdır.
LENFÖDEM HEM KALITSAL HEM DE SONRADAN OLABİLİYOR
Lenfödem Venöz yetmezlik sonucu oluşan ödemle karıştırılmamalı fakat uzun süreli venöz yetmezlik sonucu yorulan damarların ve hasara uğrayan lenf kanallarının kombine venöz-lenfatik yetmezliğe yani lenfödeme dönüşeceği de unutulmamalıdır. Bunun yanında günümüzde obezite ile çok karıştırılan lipödem olgularının da zamanla lenfödeme dönüşebileceği de unutulmamalıdır. lenfödem genellikle tek bir kol veya bacağı etkiler fakat nadir durumlarda her iki kol e bacak da etkilenebilir.
*Birincil lenfödem doğuştan gelen ve lenf damarlarında bulunan yapısal bozukluk-hastalıktır. Nadir görülür ve kalıtsaldır
*İkincil lenfödem bir travma veya normal işleyen lenf damarları veya lenf düğümlerinin tıkanması sonucu meydana gelir.
*Dünya çapında görülme nedeni en çok Filariasis denen bi parazit enfeksiyonu olmasına karşın ülkemizde bunun yanında kronik venöz yetmezlik ve lipödem de buna neden olabilmektedir.
TEDAVİ EDİLEBİLİYOR FAKAT KALICI VAKALAR DA ÇOK
Lenfödem hastalığı tedavi edilebilir bir hastalıktır fakat bölge insanımız bu konuda gerekli bilgiye sahip olmadığı için belirli evreleri kaçırıyor. Genelde kollarındaki veya bacaklarındaki şişliklerin zaman içinde geçeceğini sanıyorlar, çoğu zamanda doktora bugün değil, yarın giderim gibi bahanelerle öteleyebiliyorlar. Birçok vatandaşımızda Kireçlenmeye, varise, yorgunluğa bağlıyor lenfödemi. Bu evrelerin son evresinde yapılacak en iyi şey fizik tedavi ile belli bir aşamada sabitlemek ve uygulamalı çalışmalar gerçekleştirmektir. Öncelikli olarak halkımızın bu hastalık konusunda ciddi manada bilgilenmesi gerekmektedir.
AHMET BEŞENK
28.06.2018 21:15:00