Abori (Ekonomi) Dergisi olarak kentte yaşanan sorunları, pandemin yarattığı toplumsal değişim ve dönüşümü, sağlık ve inşaat yatırımları ile ön plana çıkan Karakuş Gold Group Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Şeyhmus Karakuşla konuştuk.
Sayın Karakuşa yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
GIDA HARİÇ TÜM SEKTÖRLER OLUMSUZ ETKİLENDİ
*Pandemi sürecinden Diyarbakır ekonomisi ve iş camiası nasıl etkilendi?
Ülke olarak bu süreci yaklaşık 2.5 aydır yaşıyoruz. Sağlık açısından çok şükür ki diğer kentlere nazaran iyi durumdayız. Bu konuda Sayın Valimiz ve aynı zamanda Büyükşehir Belediye Başkan Vekilimiz Hasan Basri Güzeloğlunun yoğun çabaları var.
Ekonomik açıdan baktığımızda gıda hariç tüm sektörler ciddi şekilde etkilenmiş durumda. Marketler, bakkallar, fırınlar dışında neredeyse hiçbir sektör iş yapamaz halde. Ciddi sıkıntıların başladığını görüyoruz. Firmalar artık ödemelerini yapamaz bir döneme girdi.
Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu.
SAYIN VALİMİZ SÜRECİ ÇOK İYİ KONTROL EDİYOR, KENDİSİNE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUZ
*Hükümetin açıkladığı ekonomik tedbir paketi hakkında neler söylemek istersiniz?
Yaşanan ekonomik ve sosyal sıkıntıların en az seviyeye indirilmesi için hükümetin çok ciddi adımları var. Özellikle banka kredilerinin ertelenmesi, SGK, vergi muafiyeti, işverene 3 ay işçi maaşı desteği, diğer yandan süreçten olumsuz etkilenen garibanlara, fakirlere ciddi anlamda yardımlar da yapıldı. Milyonlarca kişiye 1000er TL yardım yapıldı, yine yardım kolileri ilgili ve yetkili makamlarca hanelere ulaştırıldı. Diyarbakır açısından değerlendirirsek, yine Sayın Valimiz öncülüğünde kurulan İl Pandemi Kurulu, Türkiyenin hiçbir kentinde olmayan STK bileşenlerini kurula dahil ederek, pandeminin ekonomik, sağlık ve sosyal sıkıntılarını en az seviyede tutmayı başarmıştır. Bu anlamda Sayın Valimize göstermiş olduğu üstün başarıdan dolayı teşekkür etmek istiyorum. Kendisi bu bölgeyi ve toplumsal dinamiği çok iyi bilen ve buna karşı yerinde çözüm üreten biri. Aynı zamanda Büyükşehir Belediye Başkan Vekili olarak da yerel hizmet açısından yoğun bir tempoda çalıştığına, kapı kapı dolaştığına, gecesini gündüzüne kattığına şahitlik ediyoruz.
Karakuş Gold Group Yönetim Kurulu Başkanı Şeyhmus Karakuş.
BAZI STKLAR MENFİ YAKLAŞIM İÇİNDE
*Açıklanan tedbir paketi sizce yeterli mi? Bu konuda kentteki STKların büyük bir bölümü, yetersiz, ek tedbir paketi açıklanmalı dedi. Siz neler söylemek isterisiniz?
Bu konuda haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Bu söylemi dillendiren kimi kesimler bence menfi düşünüyor. Örneğin yakın zamanda bankalara finansa erişim konusunda ver yansın etti. Burada da kendi yandaşları için menfaat söz konusu. Şahsen doğru bulmuyorum. Kaldı ki global bir sorun var ortada. Bu krizi sadece Diyarbakır yaşamıyor. Hükümetimizden yaşanan soruna kökten bir çözüm getirmesini beklemek de gerçekçi değil bence.
FİNANS SORUNU OLMAYANLAR SIKINTI YAŞAMAYACAK
*Gıda sektörü hariç tüm sektörler krizde dediniz. Bundan sonraki süreçte kriz daha da büyür mü?
Pandemiden bağımsız kredi borcu olanlar çok ciddi etkilenecek. Ama öz sermayesi olan ve finans sorunu olmayan firmalar da pek bir sıkıntı yaşanacağını düşünmüyorum.
HERKES GÜCÜ ORANDA KİRACISINA SAHİP ÇIKMALI
*Bu zorlu süreçte özellikle mülk sahiplerine kira konusunda yardımcı olunması çağrıları vardı. Sizin de bu konuda bir çağrınız olur mu?
Krizden en çok etkilenenler kuşkusuz kiracılar. Bu konuda ciddi fedakarlıklar yapan mülk sahipleri olduğunu biliyorum. Herkes gücü oranda kiracısına sahip çıkmalı diyorum.
XELA SÜRECİNİ ANIMSADIK, HAYATIMIZDA ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ
*Şeyhmus Bey, salgın sürecinde hayatınızda ne gibi değişiklikler yandı?
Birçok şey değişti diyebilirim. Sadece bende değil, tüm toplumlarda eskiye dönüş süreci hızlandı. Sokağa çıkma yasaklarının uygulama kararı duyurusu ile birlikte market, fırın, bakkal önünde yaşanan kuyruklar bana 1980leri anımsattı. Kürtçe Xela dediğimiz, yokluk sürecini anımsattı.
Pandemi öncesi sanki hayatımız işten, para kazanmaktan ibaretti diye düşünüyorduk. Ama hayat öyle değilmiş. Bu süreç bize çok büyük dersler verdi, yanlış anlayışlarımızı ortadan kaldırdı.
EVE BAĞLILIK ARTTI, GERÇEK DOSTLUK VE KOMŞULUK İLİŞKİSİ BAŞLADI
Her şeyden önce eve bağlılık arttı. 2 aydır eşimiz ve çocuklarımızla daha çok vakit geçirmeye başladık. Bağlılıklar arttı, aile bağları daha çok güçlendi. Örneğin çocuklar o kadar alıştı ki bana bu süreçte bir baba olarak söylüyorum birlikte oyunlar oynamaya başladık.
Evden çıkınca en küçük çocuğum baba hadi gel diyor mesela. Hayatımda ilk kez çocukluk dönemi hariç kendi çocuklarıma uçurtma yapıp, göklere saldık. Birlikte bahçe işleri yaptık, toprakla, doğayla daha çok haşir neşir olduk.
Bu dönemde erkeklerin evde yemek yapma kültürü gelişti ayrıca. Kendimden örnek vereyim. Her akşam salatayı ben yapıyorum. İyi bir salata ustası oldum diyebilirim. Fırına Diyarbakır güveci atıyorum, saç tava yapıyorum.
UZUN YILLAR SONRA FİLM İZLEMEYE BAŞLADIM
*Sosyal aktivite anlamında mesela hiç film izlediniz mi?
Açık konuşmak gerekirse haberler dışında pek televizyon izlemem. Uzun süredir de film izlememiştim. Ama son zamanlarda çocuklarımla birlikte film kanallarına abone olduk. En son Yedinci Koğuştaki Mucize ve Mahsun Kırmızıgülün Mucize filmlerini izledik. Oldukça duygusal filmlerdi.
*Bu süreçte yeni komşular edindiniz mi?
Daha önce yolda karşılaşsa belki birbirini tanımayacak komşular bugün birbirlerinin evine yemek götürüyor. Pencereden veya bahçeden selamlaşıyor. Benim oturduğum yerde de komşuluk ilişkilerinin çok fazla geliştiğini gözlemliyorum. Bunlar sevindirici şeyler. Diyarbakır, bu anlamda dostlukların yeniden pekiştiği, komşuluk ilişkilerinin yeniden geliştiği bir süreci samimi bir şekilde yaşıyor. Bu tablo hepimizin eksikliğini hissettiğimiz çok aradığımız bir şeyi hayatımıza yeniden koydu. Diyarbakır bu anlamda 30 yıl önceki sürece geri döndü diyebilirim. Bir çayın 20, bir kahvenin 40 yıl hatırı var söylemi bu kentte yeniden yeşeriyor. Salgın sonrası samimi dostlukların ve komşuluk ilişkilerinin devam edeceğini düşünüyorum.
KORONAVİRÜS EN ÇOK KADINLARI MUTLU ETTİ
Diğer yandan bu hastalık en çok kadınlara yaradı diye düşünüyorum. Daha önce aile içerisinde yaşanan pek çok tartışma bence bu yakınlaşma ile sona erdi. Erkekler artık evde, eşlerinin gözü önünde. Bu durum en çok da kadınları mutlu etti diyebilirim.
DOĞAYA VE ORGANİK YAŞAMA DÖNÜŞ BAŞLADI
*Röportaj için büronuza gelirken sizi bahçede fide ekerken gördük. Siz de doğaya dönenlerden misiniz?
Bu süreç eski alışkanlıkları bertaraf etti. Sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı dönemde evde kendilerini hapisteymiş gibi görenler bir defa özgürlüğün kıymetini anladı. Fırınlar, marketlerin önünde uzun kuyrukları görünce doğa anayı anımsadı. İnsanlar artık evde ekmek yapmaya başladı. Önümüzdeki süreç, doğaya ve organik yaşama daha çok kıymet verecek bir süreç olacak. Bu anlamda ben de buna dönüş yapmaya karar verenlerdenim. Bahçelerimi bostana çeviriyorum.
ARTIK HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK
İnsanlar artık müstakil ve bahçeli evlere yöneliyor. Son iki ayda köylere gidişler çok fazla oldu. Tarıma yönelme var, organik bir yaşama ve doğaya dokunuş var. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyorum. Dünya eskisi gibi olmayacak, Türkiye eskisi gibi olmayacak, Diyarbakır eskisi gibi olmayacak. Eski olabilecek bir şey varsa o da köylerimizdir.
*Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
İnsanlar yalnız kaldıklarında ölüm korkusunu ilk kez yaşadılar. Ama ben hiçbir zaman ölümden korkmadım. Allahın emri olmadan yaprak ağaçtan düşmez inancındayım. Herkes zamanı geldiğinde elbet bu dünyadan göç edecektir.
17.05.2020 14:43:00