HALKIN BAĞRINDAN ÇIKAN BİR İSİM: HAMDUSENA ACUN

Pazar günü yapılacak olan Yerel Seçimlere, artık çok kısa bir süre kaldı. Adaylar, yaklaşık 30 gündür süren maraton boyunca, projelerini anlatarak, vatandaşlardan oy talep ettiler.

Diyarbakır toprağına, tarihine, tarihi eserlerine ve kültürüne sahip çıkan çalışmaları halk nezdinde haklı olarak büyük beğeni almasını sağladı. Şanlıurfa belediyesini savcılığa verip, Karacadağ kayak merkezinin Diyarbakır büyükşehir belediyesine teslimini sağlayan ve buradan elde edilen kazancın da yasal faizi ile beraber alınması için hukuk mücadelesi başlatan başkan adayı Hamdusena Acun, adeta tek başına bir ordu gibi mücadele ediyor.  
 
 
DİYARBAKIR, HER ŞEYİN EN GÜZELİNE LAYIKTIR  

Diyarbakır’ın her şeyin en güzelini ve iyisini hak ettiğini belirten Başkan Adayı Hamdusena Acun, hedefleri ve projelerini şöyle dile getirdi: ‘Öncelikle seçim sonuçlarının ülkemize ve milletimize hayırlara vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ederim. Bilindiği üzere, kentimizin uzun yıllardır çözüm bekleyen sorunları var. Elbette ki bütün sorunların üstesinden gelinir. Ancak öncelikle sorunların aciliyet sırasına göre sıralanıp, bu sorunları kalıcı ve köklü çözümlere kavuşturacak, liyakatli kadroları ış başına getirmek gerekir. Tarihin taşlara yazıldığı, medeniyetin ilk inşa edildiği mukaddes kentimiz, uzun yıllardır sorunlarıyla baş başa bırakılmış bir durumda. Ancak Diyarbakır insanı, bunları hak etmiyor. Mekke ve Medine’den sonra 5. Harem-i Şerif konumunda olan, sinesinde sayısız camiler, kiliseler ve tarihi yapılar barındıran, adeta bir açık hava müzesi konumunda olan İlimiz, maalesef iç ve dış turizm pastasından hak ettiği payı da alamamakta. Oysa ki, sahip olduğu turizm dinamikleri harekete geçirildiğinde, Diyarbakır İlimizin en kronik sorunlarından biri olan işsizlik sorununa da büyük faydalar sağlayacağı gibi, esnaflarımızın da işlerine büyük katkılar sağlanmış olacak.  
 
 


DİYARBAKIR SEVDALISI OLMAK GEREKİR 
 
 Yokluk ve yoksulluk, insanlarımızın kaderi değildir, olmamalıdır da. Esnaf ve Sanatkarlar Birlikleri, Oda ve Borsa, Sivil Toplum Kuruluşlarımız, Üniversitemiz ve kamu kurum ve kuruluşlarımız ve toplumun bütün kesimleriyle birlikte el ele, gönül birlikteliği yaparak, bütün sorunların üstesinden gelebiliriz. Ancak bu işe baş koymuş insanlarımızın iş başına gelmesiyle, Diyarbakır İlimiz her alanda bir hamle yaparak, hak ettiği noktaya ulaşabilir. Adanmışlık ruhuyla çıktığımız bu kutlu yolculukta, kimseyi hor görmeden, yok saymadan, ortak aklı kullanarak, bütün dinamiklerimizi harekete geçirmeliyiz. Herhangi bir ideolojinin veya fason bir derneğin uzantısı olarak değil, halkımızın gönlünde yer edinmek amacıyla, yola çıkmış bulunuyoruz. Bizim bu kent ile ilgili hayallerimiz var. Hayallerimizi gerçekleştirebilecek en iyi alanın siyaset kurumu olduğu hepimizin malumudur. İlk olarak bu kentin sahipsizliğini ve yoksulluğunu ortadan kaldıracak bir anlayış ortaya koyduk. Dünya görüşlerimiz farklı olabilir. Ama hepimiz bu kentte yaşayan vatandaşlarız. Bu çerçevede de el ele verip başta işsizlik ve yoksulluk olmak üzere, bütün sorunların üzerine kararlılıkla gideceğiz. Araştırmalarımızda bu kentin unvanıyla beraber kente ait birçok değerin başka kentler tarafından sahiplenmiş olduğunu gördük. Kentin sahipsizliğinden kaynaklı kentimize mesnetsiz suçlamalar yöneltiliyor. Bu sahipsizlikten kaynaklı bir durum, birlikteliğin olması için biz de halkımızın haklı sesi olmaya çalışıyoruz. Bizim burada bir insanın siyasetçi olabilmesi için arkasında bir ideolojinin olması lazım. Biz sesimizi bu halka duyurabilsek bu halkın geleceğini hep beraber şekillendirebiliriz’.  
 
200 DÖNÜM ARAZİ ÜZERİNE DÜNYA HARİTASI İNŞA EDECEĞİZ  
 
Projelerinin ilgiyle karşılandığını dile getiren Başkan Adayı Hamdusena Acun şöyle devam etti: ‘Kanal Diyarbakır diye mega bir projemiz var. Kadınlarımıza, çocuklarımıza ve esnaflarımıza yönelik, istihdama dönük fabrikalaşmayı hedefleyen ve bu kentin sporundan sanatına, kısacası hayatın bütün aşamalarıyla ilgili somut projelerimiz var. Gördüğümüz ilgi bizleri bir hayli memnun ediyor. Tabi toplumun bazı kesimlerinin bu projelerimizden haberi yok. Bizler de basın yayın kuruluşlarımız aracılığıyla ve yaptığımız ziyaretlerde, projelerimizi anlatıyoruz. Kanal Diyarbakır projemizde mevcut bir dereyi porsuk çayını örnek olarak Dicle nehri ile Devegeçidi arasını düzenleyerek burada Minnia Diyarbekir, Minnia Mezopotamya, Minnia Dünya inşa edeceğiz. İçinde, çocukların teleskop ile gökyüzünü inceleyebileceği uzay evi ve dünyanın doğuşundan bu yana var olan bütün taşıma araçlarının olduğu ulaşım parkı olacak, çocuklar orada eğlenerek toprağa dokunarak ilgilenecekler. Yani 200 dönüm araziye dünya haritasını yapmayı düşünüyoruz. Haritada her ülkenin sınırları kaldırımlar ile belirlenecek, vatandaşlar o kaldırımlarda gezerken dünyanın farklı gelenekleri tarihlerini tarihi yerlerinin minyatürünü görecekler. Hayvanat bahçesinden, bütün meyve ağaçlarının olduğu bir bahçe de yapacağız. Son olarak, geleceğin sporu olacağına inandığımız Survivor parkını yapacağız. Projelerimiz maliyetli olmayıp kendi kendini finanse edebilme özelliklerine sahip projeler’.  























VATANDAŞLAR HAKLI OLARAK KALICI ÇÖZÜMLER BEKLİYOR 
 
 Bölge insanının istihdam sıkıntısını ve var olan sorunlarını giderebilme konusunda projeler ürettiklerini ifade eden Acun, şöyle devam etti: ‘Kentimizde ciddi ekonomik sıkıntılar var. Küçük esnaflardan tutun büyük işyerlerine kadar herkes şu an ekonomik olarak çok zor durumda. Bunun için de çok önemli ve üretime dayalı projeler üreteceğiz. Kültür projelerimizden biride Kırklar dağı projesi. Kırklar dağını, ideolojiler sokağı, 33 medeniyetin sokağı, dünya medeniyetler sokağı ve İnanç Sokağı olarak 4 sokak yapmayı düşünüyoruz. Burada da çocuklarımız dünyadaki ideolojilerden, inançlardan, medeniyetlerden haberdar olacak. Geleceğimiz olan çocuklar içinde proje üreten acun, Biz küçükken kız çocuklarına barbie bebek, erkek çocuklarına oyuncak silah verdiler. Akşamları da kovboy filmleri ile bizi zehirlediler hayallerimizi şekillendirilip algılarımızla oynadılar. Bu nedenle bir oyuncak fabrikası kuracağız. Biz çocuklarımızın daha geniş dünyaları hayal edebilmelerine yardımcı olacak oyuncakları her ay birer tane ücretsiz çocuklarımıza vereceğiz. Belki yılsonunda belki de ilk 6 ayda çocuk alacağı o oyuncakları kıracak ama yeni bir şey keşfedecek. Biz o çocuklara daha temiz hayaller kurabilmesi için, onlara dünyayı, tarımı, hayvancılığı ve uzayı hayal edebilmesi için çalışacağız. Hangisi neyi merak ediyorsa onun üzerinden hayallerini kursun. Çünkü çocuk hayal kuracak ki onun peşinden koşsun. Şu anda maalesef çocukları oyuncaklar cezbetmiyor, çünkü sanal medya, akıllı telefonlar ve teknoloji var. Çocukların vücutları elektronik kokuyor. Ayrıca Dünya’nın ve Avrupa’nın en büyük bağımlılıkla mücadele ve rehabilitasyon merkezini kuracağız. Bölge insanımız ekonomik sorunlardan kaynaklı bir psikolojik bunalım yaşıyor. Destek alabilecekleri bir merkez açacağız. Harika bir tesis olacak; evcil hayvanların olabileceği, havuzu, spor tesisleri, psikoloji iyileştirecek kitapları, belgeselleri, kırılmaz camlardan güvenlik gibi aktiviteleri barındıracak’.  

  

OYUNUZU YA KENDİNİZ YADA BANA VERİN 

Projeleri arasında Sur’u dolaşabilme imkânının doğacağı 21 katlı kent terası ve Dicle Üniversitesi ile Kırklardağina gidecek teleferiği yapacaklarını belirten Acun sözlerini şöyle tamamladı: ‘Belediye başkanları sadece temizlik yapmamalı, belediyeler her alanda olmalı. Alan dışında da belediye başkanının çalışması lazım. Eğer Diyarbakır’da bir uzay üssü kurulsa, belediye başkanının gidip onu incelemesi lazım. Aynı zamanda camilerimiz, imamların yan gelip yatma yeri olmamalı Allah’ın evi olan Camilerimiz sadece Cuma günleri, Cuma namazı vakti yoğun Bizim düşüncemiz Camilerimizin 24 saat açık olmasıdır. Bir gece bekçisi ve gündüz nöbetçisi tutacağız ve tuvaletler de ücretsiz olacak. Orada dışarı da kalan insanlar için barınma yeri ve Aş evi olacak. Kimseyi rencide etmiyecek şekilde insanların hayırlarını bırakabilecekleri askılıklar yeri olacak. Engelli ve yaşlı vatandaşların ibadetleri daha rahat yapabilmeleri için kolaylıklar sağlanacak. Bizim 21 katlı kent terası diye bir projemiz var. Her katta Diyarbakır’ın kültürünü tarihini tanıtacak ve en üst katta da suru dolaşacak teleferik durağı olacak. Teleferik bu 21 kattan, kırklar dağına oradan tıp fakültesine gidecek. Bizim projelerimizden bir tanesi de 5 yıl boyunca lüks konuta dayalı hiç bir imar planına izin verilmeyecek, sadece kentsel dönüşüm ve ucuz konuta teşvik edilecek, özentiden kaynaklı 20 milyarı olmayan insanlara 500 bin liralık evler yapıp bunları banka batağına koyma düşüncesi herkesi boğazına kadar borçlandırdı. Şimdi bir çoğu icralık olmuş. Bizim evlerde oturmayı hak eden bir üretken ekonomimiz yok fabrikalarımız yok, insanlar daha ucuz konutlarda yaşayabilirler ama aç yaşayamazlar. Bu muddes kentin bağrından çıkmış bir evladı olarak söyleme isterim ki, bir Diyarbakır aşığı olarak, bu onurlu vazifeye talibim. Son olarak halkımıza dostlarımıza sloganımızla seslenmek istiyorum. O yüzden ‘Oyunuzu ya kendinize ya da bana verin’ ya da Lütfen bu kenti benden daha fazla seven benden daha fazla sahip çıkacak ve benden daha fazla proje üreten adaya oy verin’.
30.03.2019 16:10:00