Müdürü Mahmut Yıldızhan, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
KLAVYE KAHRAMANLIĞI İLE HİÇ BİR SORUNUMUZ ÇÖZÜLMEZ
Özellikle (KOVİD 19) salgınından sonra AVM'lere karşı başlatılan bu anlamsız saldırganlığı da anlamak mümkün değil. AVMlere karşı başlatılan bu ağır karalama kampanyası ne insaf, ne izan ve ne de hoşgörüye sığıyor. Basın ve ifade özgürlüğü demek, iftira ve karalama kampanyası yapmak demek değildir. Bir konuda bilgileriniz kulaktan dolma ve sığ ise, fazla iddialı olmamalı. Ama özellikle bazı art niyetli kimseler, adeta klavye kahramanlığı yapmaya pek meraklı oldular. Çünkü hesap soran yok, karşı gelen yok, haklının sesi fazla duyulmuyor, öylesine bir bilgi kirliliği var maalesef.
Bakın, ben size AVM konusunda sizin bilmediklerinizi veya bilmek istemediklerinizi ama bizim pencereden bakılınca da farklı şekilde görülenlerin bazılarını anlatayım AVM'ler Türkiye'de organize perakendenin kalesidir. Bugün özellikle tekstilde Dünya markaları ile boy ölçüşen ve Türk Malı'nın yaygınlaşmasında öncülük eden bizim markalarımızın pazar büyüklüklerini artırdığı, pazarlama alanındaki en önemli çıkış noktaları, serpildiği ve büyüdüğü mecralar AVM'lerdir.
AVMLER SAYESİNDE HEDEFLERİMİZE ULAŞIYORUZ
AVMlerin, Türkiye genelinde istihdama sağladığı katkılar, ülkemiz ekonomisine kattığı katma değer, son derece önemli olduğu gibi, bu rakamlar her geçen yıl daha da artmaktadır. Yatırılan sosyal güvenlik primleri, devletimize ödenen vergiler, Belediyelerimize ödenen eğlence vergileri gibi birçok gelir kalemi hesaba katıldığında, AVMlerin, desteklenmesi gerektiği gerçeği, gün gibi ortaya çıkacaktır. Ülkemizde perakende sektörünün her geçen gün büyümesi ve kendini aşmasında, katalizör görevi gören AVM'ler olmuştur. Birçok marka vizyonunu AVM çatısı altına girdikten sonra geliştirmiş ve imalatçı kimliğinden perakende ürün pazarlamacısı kimliğine sıçrama yapmıştır.
AVMler günlük hayatımıza girmeseydi, birçok Türk Markası bu kadar büyüyemez ve ithal perakende ülkemizde çok daha fazla pazar payına sahip olurdu. Bugün başta İstanbul olmak üzere, Bursa, Denizli, Gaziantep ve Diyarbakır gibi Dünya markalarına tekstil sektöründe mamül üreten bu derece büyük bir tekstil gücümüz olmazdı. Kısacası AVM'ler, Türk Perakende hayatının katma değerini tavan yaptıran ve ülke ekonomisi açısından büyük önem taşıyan yapılardır. Ülkemizin, orta ve üst kademeden başlamak üzere liyakat usulü ile çalışan yöneticiler tarafından yönetilen, hamili kart yakınımdır yönteminin geçerli olmadığı bir üst kadro yapısına sahiptir. AVM Müdürlerinin tamamı yüksek okul mezunu, teknik yöneticilerin neredeyse tamamı mühendis, güvenlik müdürleri ise emniyet ve ordu geçmişi olan kişilerdir. Kendi içerisinde kişisel gelişim eğitimlerine önem veren, devamlı surette kendini geliştiren bir dinamiğe sahiptir.
Kendini geliştirmeyen hiçbir çalışan orta ve uzun vadede AVM kadrosunda kalamaz. Mutlaka kendisine yatırım yapmalıdır. Aksi takdirde o bünyede barınamaz ve sektör değiştirmek zorunda kalır. Bir AVM Yöneticisi işletme başta olmak üzere, halkla ilişkiler, muhasebe-finansman, hukuk, pazarlama, mimari, teknik ve güvenlik konularında donanımlıdır. Hiçbir aklı başında yatırımcı milyonlarca liralık mülklerin yönetimini tesadüfe bırakmaz, böyle bir şeyi arzu etmez. AVM yöneticileri o kadar interaktif bir iletişim halindedir ki, bugün Diyarbakır'daki bir AVM'nin paylaştığı sorunu İstanbul'daki bir AVM'nin yöneticisi bilmekte ve bu sorun ortaya çıktığında 450 AVM yöneticisi bu sorunun çözümü için çok kısa bir sürede organize olabilmektedir. Sorarım size, bugün Devlet Kurumları da dahil olmak üzere hangi kurum bu kadar canlı ve duyarlı bir dayanışma içerisindedir. AVM bünyesinde alınacak her karar onlarca kişinin süzgecinden geçer, dikkatle ve titizlikle incelenir.
AVMlerde hatadan dönmek farz prensibi ile çalışılır ve kararlar çok hızlı alınır. Çünkü çocuklarımız başta olmak üzere bizi ziyaret edecek her ziyaretçinin öncelikle güvenliği ve huzuru olmak üzere AVM'de bulunduğu her dakikayı güzel geçirmesi çok önemlidir. Çoğu insanın yatmaya hazırlandığı saatlerde AVMlerde ertesi gün için çalışan mutlaka birileri vardır. 24 Saat hayat hiç durmaz, çoğu çalışanın günde 8 saat çalışma kavramı yoktur ve AVMler fabrikalar gibidir. Sabah açılıştaki makyaj çok önemlidir, temizlik bezleri, zemin yıkama makineleri her daim mesaidedir, bitmeyen bir mücadele ve özveri AVM çatısının altından hiç eksik olmaz.
Onlarca, yüzlerce insan ziyaretçilere karşı mahcup olmamak için bir otel personeli titizliğinde çaba gösterir. Her sabah saat 10:00da bir yüzme havuzuna girmenin bile AVMde olmaktan daha fazla riskli olacağı bir ortam yaratılır. AVMler kışın sıcak, yazın serin, aracınızı rahatça park ederek birçok alternatif marka ve ürüne zahmetsizce ulaşabileceğiniz, fiyat ve çeşitlilik bazında hiçbir yerde bulamayacağınız zenginliğe ulaşacağınız oluşumlardır.
Bünyesindeki her işyerini tüketici adına denetleyen, her personelini eğiten, kişilik kazandıran, Dünya standartlarında bir hizmet sunma kalitesi yakalamaya çalışan ve bu misyonu kiracısı adına da üstlenen bir sistemdir. AVMlerde her satış kayıt altındadır, birçok kiracı ciro üzerinden kira ödediği için onları mali konularda vergi dairesinden çok AVM Yönetimleri denetler. AVMler mahalle esnafı gibi yönetilmez, kayıt dışılık olmaz ve satılan her ürün satıcısının garantisi altındadır. Sinema, tiyatro, beceri atölyeleri, çocuklar ve kadınlar için etkinlikler, sanatsal sergiler, ücretsiz konserler gibi birçok alanda bu toplumun önünü açmıştır. Halk birçok ilki AVM'lerde yaşamış, ücretsiz birçok etkinlik ve sanat faaliyeti ile harcama gücü düşük ziyaretçiler için hayal bile edemeyeceği güzel anılar yaratmıştır. Organik Pazar ve el sanatları fuarları ile birçok yerel esnaf ve ev hanımına imkânlar sunmuş, ufuklarını açmıştır. Avrupa ülkelerini geride bırakacak şekilde sinema seyirci sayısının artmasındaki en büyük etken AVM'ler olmuştur.
Sinema biletinden alınan eğlence vergileri bile tek başına birçok belediye için gelir kapısıdır. Birçok AVM bünyesinde sinema, tiyatro ve gösteri merkezleri barındırmakta ve kültürel gelişmeye olumlu katkı sunmaktadır. AVM'ler organize Türk Perakendesinin göz bebekleridir ve bu kadar düzgün ve iyi çalışan sistemler acımasızca yıpratılmamalıdır. İnsanlara medenice alışveriş ortamı yaratan bu mekanlar nerede yanlış yapıyorlarsa gündeme bunun getirilmesi gerekir. Ama bunu kırıp-dökmeden ve yıkmadan yapsak daha güzel olmaz mı? Elbette halkın tüketici bilincine erişmesi ve bütçesine göre harcama yapması ve AVM'de geçireceği zamanlar dışında ailesiyle, diğer sosyal faaliyetlerle meşgul olması ve doğada zaman geçirmesi de gerekmektedir.
Ancak bunu planlaması gereken AVM'ler değil, kişilerin kendisidir. Dünya ile rekabet edebilecek bir Türk Organize Perakende sektörü yaratılması neden bazı çevreleri rahatsız ediyor? Yüz binlerce çalışanıyla bu ülkede bir şeyleri de doğru yapmaya ve güzelleştirmeye çalışan güzel insanların çabaladığı bu sektöre neden herkes bir yerden vurmaya çalışıyor? Yükselenleri aşağıya çekerek mi yoksa onların seviyesine ulaşmaya çalışarak mı Dünya ile rekabet edeceğiz? Lütfen bu güzel Ülkemizde meyve veren ağaçlar artık taşlanmasın. AVM'ler olarak, öncelikle toplum sağlığı ve çalışan sağlığını önemsiyoruz. Önlemlerimiz tam. Perakendede yüksek hijyen standartları eskiden olduğu gibi bundan sonrada yeni kurallarla daha kalıcı olacak.. Bu nedenle Bilim Kurulu'nun tavsiyesi, kamunun önerisi ve müşterimizin talepleriyle hizmet vermeye kaldığımız yerden devam ediyoruz...
ÖZEL HABER: YILMAZ ACU