Yaklaşık 40 yıldır, Diyarbakırda ekonomik durumu elverişli olmayan ailelere, engellilere ve hastalara yönelik yaptığı çok yönlü yardımlarıyla, vatandaşların Derman Baba olarak andığı Yılmaz Acu, konu ile ilgili olarak şunları söyledi:
Diyarbakırda ikamet eden Ziya K. İsimli bir arkadaşım, 24 yaşındaki oğlunun, yaklaşık yedi yıl önce, İstanbulda yaşarken, uyuşturucu illetine bulaştığı ve durumunun çok fena olduğu bana ilettiğinde, kayıtsız kalamadım. Yüzyılın belası olan uyuşturucu, birçok insanın canını almakla kalmadı, nice yuvaları söndürdü, insanların hayatını kararttı.
Uyuşturucu bağımlısı olan F.K. isimli bu kardeşimizin, hemen tedavi edilmesi gerekiyordu. Aksi halde hayati tehlikeyle karşı karşıya kalacaktı. Ailesinin durumu ise perişandı. Çünkü neredeyse her türlü uyuşturucudan kullanan bu gencin vücudu iflas etmiş, artık ölümün kıyısına gelmişti.
Babası, oğlunun tedavi edilmesi için hangi hastaneye başvurmuşsa olumsuz yanıt almış. Dünyayı kasıp kavuran ve yüz binlerce insanın hayatını kaybettiği, milyonlarca insanın tedavi görmekte olduğu koronavirüs bulaşıcı pandemi (KOVİD-19) dolayısıyla, hiçbir hastanenin bu kardeşimizi kabul etmediği bilgisi bana iletildi. Hem çocuk, hem de anne, baba ve kardeşleri, adeta yürüyen cenazeye dönmüşlerdi. Anne ve babası üzüntüden kahroluyorlardı. Gözyaşları durmak bilmiyordu.
Allah, büyüktür, merak etmeyin, elbet bir çare bulunur dedim. Konuyu Diyarbakır Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Sedat Özkula ilettim. Sağ olsun, yoğun gündemine rağmen, sabah erkenden hastaneye gelmemizi, yapabilecek ne varsa yapacaklarını söyledi.
Çocuğun babasıyla beraber hastaneye gittik. Sedat Özkul hocamız, bir bayan doktoru arayarak, konuyu iletti. Ancak bayan doktor, özellikle bu süreçte, hastayı yatış yapıp, tedavisine başlamanın çok zor olduğunu belirtti.
Bunun üzerine ben, bayan hocamıza gerekeni yapıp, çocuğun yatış işlemlerini yaptıracağımı söyledim. Yüzyılın en büyük illetinin, göz göre göre bir gencin daha hayatına sebep olmasına seyirci kalamazdım.
Bayan hocamız Gaziantepte bulunan 25 Aralık Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi AMATEM Tedavi Merkezine çocuğun sevkini yaptırdı. Tabii koronavirüs dolayısıyla, yol izni de almamız gerekiyordu. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Otogar Müdürü Remzi Doğan bey ile telefonla görüşüp, yardımcı olmasını istedim. Sağ olun Remzi Doğan beytüm olanaklarını seferber ederek, iki refakatçi ile ve hasta için yol iznini aldı. Sabah erkenden yola çıktılar. Onlar yolda iken, İçişleri Eski Bakanımız, Vakıflar Bankası Genel Müdürü Abdülkadir Aksuyu arayarak, konuyu etraflıca kendisine ilettim.
Sayın Bakanımız Abdülkadir Aksu bey sağ olsun, hemen Gaziantep Valisini arayarak, hastanın durumu hakkında bilgi verdi. Hastamız hakkında detaylı bilgiyi kendisine yolladım.
Yaklaşık 10 dakika sonra Sayın Bakanım, geri dönüş yaparak, müjdeli haberi verdi. Hadi gözün aydın, hastanızın yatışı yapıldı. Tedavi olacak, ben de bu konunun takipçisi olacağım deyince, inanın dünyalar benim oldu. Daha hayatının baharında bir kardeşimizin hayatı kurtulacağı gibi, perişan olan ailesinin de yüzü gülecekti. Çocuğun babası beni arayarak, teşekkür etti. Hayır duaları almak kadar güzel bir duygu olamaz.
Oğlunun hayatı kurtulacak bir anne ve babanın sevincine ortak olmak, ne güzel bir duygudur anlatamam. Çünkü dünyayı kasıp kavuran koronavirüs bulaşıcı pandemi nedeniyle, bırakın yatış yapmayı, tedavisini başlatmak bile çok zordu. Anne ve babanın dramını kelimelerle anlatamam. Babası senelerden beridir hem servetini, hem de ömrünü verdi resmen.
Allah, razı olsun, sayın bakanım. Geçmiş yıllarda da defalarca kez her aradığımda, elinden gelen gayreti göstermiş ve insanlarımızın sorunlarıyla hemhal olmuştu.
Görüşlerini dile getiren baba Ziya K. ise, Sayın Bakanımız Abdülkadir Aksu, Derman Baba Yılmaz Acu, Başhekim Dr. Sedat Özkul ve emeği geçen herkesten Allah, razı olsun.