DİYARBAKIR ANNELERİNİN GÖZYAŞLARI (KAZANACAKTIR)


Diyarbakır HDP İl Başkanlığının önünde çocuklarının dağdan geri getirilmesi için oturma eylemi yapan annelerin eylemi 1 yılını doldurdu.

Diyarbakır'da anne Hacire Akar, oğlunun dağa kaçırılmasının sorumlusu olarak gördüğü HDP'nin İl Başkanlığı binası önünde 22 Ağustos'ta oturma eylemi başlattı. Oğlunu teröre kurban vermemek için başlattığı oturma eylemi sonuç veren anne Akar, kararlı mücadelesiyle 24 Ağustos'ta oğluna kavuştu.

Hacire annenin oğlu için gösterdiği mücadele, benzer acıyı yaşayan diğer annelere de örnek oldu.

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi sürüyor.

Eylem yapan ve feryatları yeri göğü inleten annelerin yaşadığı duyguları anlatmağa kelimeler yetersiz kalıyor. Annelerin yaktığı ağıt karşısında çaresizliğin ve utancın ayıbını yaşamamak elde değil.

Evlat sevgisi, evlat acısı annede daha farklıdır babaya nazaran. Çünkü anne daha iki canlı olmaya başladığı andan itibaren annelerin çocuklarına olan sevgisi ve merhameti diğer insanlardan daha farklıdır.Dünya var olduğundan beri Anneler yaşadıkları toplumun “SESİ” olmuştur.

Anneleri karşısına alan hiçbir siyasi, sosyal, sivil yapının, legal/illegal örgütlerin yaşama şansı yoktur. Çünkü hiçbir annenin çığlığı, “ politik hesaplar” üzerine değildir.

40.000’den fazla insanın hayatını kaybettiği, Devasa rakamlarla ifade edilen çocukların yetim kaldığı, acıyla, gözyaşıyla, kanla ve ölümlerle yoğrulmuş bu coğrafyada genç yaşta ki çocukların dağa çıktığını veya çıkarıldığına basından çıkan haberlerden öğrenmekteyiz.

Tabi bu çocuklar kaçtı mı? Kaçırıldı mı?Hepsi için bunu söylemek mümkün değil aslında..

Bir kısmı kendi istekleri dışında alıkonulmuş, bir kısmı yetiştikleri çevrede buna motive olarak dağ kadrosuna kendi isteği ile katılmış çocuklardan oluşmakta..

“Çocuklarımızı İstiyoruz” şeklinde annelerin eylemlerine de sahne olmaya başladı.

Lakin bu seferki olay bambaşka..

Kürt hareketinin muhatapları, adına ister kaçırma, isterseniz alıkoyma, isterseniz de gönül rızasıyla geleni kabul etme deyin, dile getirdiği söylemlerle ciddi manada çelişen bir pozisyonda yakalanmıştır.

Kadınların ilk defa, annelik duygusu öne geçerek yaşanan son olaylardan örgüt ve diğer muhatapları sorumlu tutmuştur.

Kaldı ki 2013 yılında çözüm süreci Analar ağlamasın, yürekler dağlanmasın niyetiyle başlamamış mıydı?.

Örgüt ve bölgesel muhataplarına ise ilk defa, insan hakları, çocuk hakları konularında yönelik bölge içerisinden güçlü suçlamalar gelmiştir.

Genel olarak kadın hakları,eşitlik, insan hakları, ezilmişlik, çocuk çalışan vs. söylemlerini sıkça kullanan ve bu söylemlerden yola çıkarak çizdiği gelişim haritasından beslenen aydınlar, insan hakları savunucuları, özgürlüklerden bahsedenler, kadın haklarını savunduklarını her fırsat dile getirenler Diyarbakır’da çocukları için eylem yapan annelerin yanında durmadıkları gibi hiçbir platformda dile bile getirmediler.

Her türlü engellemeye, tehdide rağmen zafer, anaların olacaktır. Gözyaşı ve dağlanmış yürekler, çok dağları devirir. Çünkü tarihte bunun pek çok örneği bulunmaktadır.

O anaların gözyaşı, mutlaka sonuca ulaşacaktır.                                      

Unutulmamalıdır ki;  Bu süreci kazanacak olan gözü yaşlı anneler olacaktır.

Günün sözü: Her gecenin bir sabahı, her yokuşun bir inişi vardır.                                                                                                                             

Kalın sağlıcakla,                                                              

Facebook: mehmetçet21Twitter: mehmetçet21Mehmetcet21.blogspot.com

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.